Dolaplar, genç kızların güvensizliklerini örten ancak... geri kalan her şeyi sergileyen kıyafetler giydiği... zamanlardaki oğlanların ağzı gibi açık. | TED | الأقفال تركت مفتوحة كأفواه المراهقين عندما ترتدي المراهاقات لملابسهن التي تغطي مفاتنهن ولكن تظهر كل شيء آخر. |
nasıl geri kalan her şeyi ele geçirdiğini gördüm. Ve bazen görüştüğüm ailelerin budala olduğunu düşündüm, nankör çocukları için köle olup, kendileri | TED | خلال هذه السنوات العشر، شهدتُ وتعلمت المتعة المرعبة للمسؤولية الشاقة، وقد رأيت كيف تنتصر على كل شيء آخر. |
Pekala, onları uzak tutabilirim. Fakat, bu geri kalan her şeyi yavaşlatacak. | Open Subtitles | حسناً, يمكنني تأخيرهم لكنه سيأخر كل شيء آخر |
Burada yanında durup geri kalan her şeyi unutmak istemediğim mi sanıyorsun? | Open Subtitles | تَعتقدُ بأنّني لَنْ أكُونَ سعيدَه إذا بقيت معى وَتنسي كُلّ شيء آخر |
Bak, sen sadece sigorta poliçesi satmayı düşün ve geri kalan her şeyi bana bırak. | Open Subtitles | ... اسمع , اهتم أنت فحسب ببيع المزيد من التأمينـات و دع كل شيء آخر لي أنـا |
Ama geri kalan her şeyi öğrettiğin gibi yaptım. | Open Subtitles | ولكني فعلت كل شيء آخر كما علمتني |
Okyanus ise geri kalan her şeyi yansıtıyor. | TED | يشكل المحيط كل شيء آخر. |
Bu şarkıyı söylemeyi ve geri kalan her şeyi bana bu öğretti. | Open Subtitles | هذا الرجل من علّم (تومي) كيف يغني هذه الأغنية كما علّمني كل شيء آخر (باد بلايك) |
Sonra geri kalan her şeyi parçala. | Open Subtitles | ومزّق كل شيء آخر |
geri kalan her şeyi unut. | Open Subtitles | نسيان كل شيء آخر. |
geri kalan her şeyi tartıştık. Evet, evet. | Open Subtitles | بما يشمل كل شيء آخر لقد نجحنا... |
geri kalan her şeyi kafandan at. | Open Subtitles | افرغي كل شيء آخر من رأسك |
geri kalan her şeyi kafandan at. | Open Subtitles | افرغي كل شيء آخر من رأسك |
Damien senin olsun. Ben de geri kalan her şeyi halledeyim. | Open Subtitles | لديكِ (داميان) وأنا كل شيء آخر بمكانه |