| Yalnızca geriye doğru yaslandı ve kaderini kabullenen bir bakışı vardı. | TED | هو ببساطة رجع للخلف و كانت له نظرة قبول علي وجهة |
| Hazır olduğunuzda, kendinizi geriye doğru bırakın ve Zeta Beta kardeşliğini hissedin. | Open Subtitles | أذاً عندمـا تكونِِ مستعدّة أسقطي للخلف وأشعري بـ دعم أخوية زيتا بيتا |
| Ve birazcık konuşmak, bizi bir 30 yıl geriye doğru götürmek istiyorum. | TED | وأنا أريد أن أتكلم قليلاً، تأخذ بنا إلى الوراء حوالي 30 عاماً. |
| İkinci kez denedi, ve tekrar yarı yolda geriye doğru düştü. | TED | أعادت الكرة ثانية، مرة أخرى، وصلت إلى منتصف الطريق، فتدحرجت إلى الخلف. |
| Teorinin zaman-mekan ile ilgisi var. geriye doğru yolculuk yapan bir dalga. | Open Subtitles | النظرية تنص على وجودسفر في المكان والزمان وهي وجود موجة تسافر للوراء |
| Evet, ayrıntılı listeyi çıkar ve geriye doğru incele. | Open Subtitles | أجل، قومي بإستعراضها أولا ثم قومي بالعمل بشكل عكسي |
| Aslında sinek kuşları geriye doğru uçabilen tek kuştur. | TED | وفي الحقيقة، فإن الطائر الطنان هو الطائر الوحيد الذي يحلق الى الخلف |
| Çünkü düşünüp duruyorum da o hızla giderken bütün yüzün geriye doğru eziliyor olmalı. | TED | لأنني أفكر بأن الطيران بهذه السرعه وتجد وجهك بكامله مدفوع للخلف |
| İleriye hareketimizin sınırlanması, geriye doğru hareketimizi kolaylaştırıyor. | Open Subtitles | فعندما نحد من تقدمنا للإمام، نُسهل من تراجعنا للخلف |
| Veya, bana, ileriye doğru gidiyorken aniden geriye doğru gitmeye başladık gibi geldi. | Open Subtitles | .. أو ما اعتقدت أنه للأمام يصبح فجأةً للخلف |
| Püf noktası, nerede bitmesini istiyorsan oradan başlamak ve geriye doğru gitmek. | TED | السر هنا هو بأن تبدأ من حيث تريد أن تنتهي ثم تتراجع إلى الوراء. |
| Ancak sonra, insanlarla konuştukça, belki de tamamen geriye doğru yaptığımı düşünmeye başlıyorum. | TED | ولكن بعد ذلك، كلما تحدثت أكثر إلى الناس بدأت أعتقد أنني ربما أتراجع إلى الوراء |
| Bugün evrenin görülebilir sınırlarına kadar görebiliyoruz, zamanda geriye doğru, neredeyse Büyük Patlama'nın kendisine kadar. | TED | و نستطيع أن نرى إلى حدود الكون المستكشف. و نعود بالزمن إلى الوراء من خلال نظرتنا للكون، إلى لحظة الإنفجار الكبير. |
| Vücudu geriye doğru eğilince atlamacının kütle merkezine bakın. | TED | انظر إلى مركز كتلة الواثب عندما ينحني جسمه إلى الخلف. |
| Şu şekilde çalışıyorlar, parmağınızı geçiriyorsunuz, geriye doğru çekiyorsunuz ve fırlatıyorsunuz. | TED | و الطريقة التي تعمل بها هذه الأشياء هي، كما تعلمون، بأن تضع أصبعك في هذا الشيء، وأن تسحبه إلى الخلف ثم تفلته. |
| Sadece bir yönde ilerleyin ve geriye doğru hareket etmeyin. | Open Subtitles | تحركوا في اتجاه واحد فقط، ولا تتحركوا إلى الخلف |
| İşte bu yüzden "Ölüm" geriye doğru iş görüyor. İplerin ucuna düğüm atıyor. Çatlağı son kez yapıştırıyor. | Open Subtitles | هذا صحيح, لهذا الموت يعمل على العودة للوراء وليس لهذا سوى معنى واحد هو وجود خلل ما |
| En yakın tarihli hatıralarınızla başlayıp geriye doğru gideceğiz. | Open Subtitles | دعنا نبدا بالذكريات الحديثة ثم تذكر للوراء اكثر او اقل |
| Solucan deliği zaman makinesi, geriye doğru da çalışır. | Open Subtitles | يمكن أن تعمل آلة الزمن الدودية بشكل عكسي أيضاً |
| geriye doğru! geriye doğru giderken hep geri giderim! | Open Subtitles | الى الخلف ، دائما اتراجع الى الوراء عندما لاانوي قتل اي رجل |
| Beşten geriye doğru sayacağım ve bitirdiğimde hepimiz uyumuş olacağız. | Open Subtitles | سأعد تنازلياً من خمسة وعندما أنتهي ستستغرقوا جميعاً في النوم |
| Buna retro(geriye doğru)-aşılama deniliyor ve aslında sadece HIV'den çok daha fazlasını içeriyor. | TED | و هي تدعى بعلم اللقاح العكسي و تبعاتها تتخطى بكثير لقاح الHIV فقط. |
| Derin bir nefes aldım, 10 geriye doğru saydım ve adama dedim ki; | Open Subtitles | أخذت نفساً عميقاً وأحصيت عكسياً من عشرة. |
| Eğer geri gidip o makineyi getirirsek ve geriye doğru çalışmasını sağlarsak daha kolay olmaz mı? | Open Subtitles | أليس سيكون من الأسهل أن نعود الى هناك و نأتى بهذه الأله و نجرب تشغيلها بطريقة عكسية |
| Kan durmadı ama sanırım artık daha çok geriye doğru akıyor. | Open Subtitles | لم يتخثر لكن أعتقد حقاً أنه يُصرّف خلفياً الآن |
| Bugünün tarihiyle eşleştirelim ve geriye doğru çalıştıralım. | Open Subtitles | سأماثله بتاريخنا الحالي وأعمل عكسيا بالرجوع للخلف |
| Bu arada Galileo bunu çok akıllı bir şekilde, topları lavtasının yaylarından geriye doğru bırakarak yaptı. | TED | قام جاليليو بذلك، بالمناسبة، بذكاء وذلك بدحرجة كرة إلي الخلف على أوتار العود. |
| Her yöne doğru uçabiliyor, hatta geriye doğru bile. | TED | وبإمكانها أن تحلق بكافة الاتجاهات، حتى نحو الخلف. |
| Yapımcın şimdi geriye doğru sayacak. | Open Subtitles | و الآن, سيبدأ المنتج بالعد التنازلي |