Erişenler'i Dünya'ya getirerek sen ve Işık... tarafından yaratılmış bir problem evet. | Open Subtitles | المشكلة تم إنشائها بسببك و "الليت". عندما تعاونوا بإحضار الــ"ريتش" إلى الأرض. |
Ama sana, başkasını hatırlatacak bir tabloyu getirerek seni geri kazanmaya çalışmayı anlayamıyorum. | Open Subtitles | ولكن لا أستطيع أن أتخيل محاول الفوز بك مرة أخرى. بإحضار لوحة من شأنها فقط أن تذكرك بشخص آخر |
Doğal sistem, elementleri atom atom bir araya getirerek üretim yapar. | TED | ينتج النظام الطبيعي عن طريق جمع العناصر بعضها ببعض، ذرة بذرة. |
Gizlilik konusuna saygı göstermeliyiz, mesela veriyi anonim hâle getirerek. | TED | عليك احترام المخاوف المتعلقة بالخصوصية، مثلاً عن طريق إخفاء البيانات. |
Avcıyı buraya getirerek ne halt ettiğini sanıyorsun? | Open Subtitles | ما الذي تفعله بحق الجحيم بإحضارك المبيدة إلي هنا؟ |
bilimi ve bilim adamlarını, sürdürebilirliği ve koruma programlarını bu dört hapishaneye getirerek ortak bir çalışma başlattım. | TED | للعمل مع أربعة سجون، بدأنا بجلب العلم والعلماء، والاستدامة ، ومشاريع صيانة لأربعة سجون في الولاية. |
Ölmesine müsaade etmek zorunda olmam yazık oldu ama seni buraya getirerek bana ihanet etti. | Open Subtitles | من المؤسف أنهٌ كان علي أن اتركها .. لكن بجلبك لها هنا قَد خانتني |
- Evet! - Ve bana şu leziz ananaslı kebaptan getirerek. | Open Subtitles | و بإحضار بعض كباب الأناناس الممتازة تلك |
Ama giden insanları getirerek bu zaman atlamalarını durdurmak bilimin dışına çıkmak anlamına geliyor. | Open Subtitles | فيما يتعلّق بإحضار مَن رحلوا لإيقاف هذه التقلّبات الزمنيّة... |
Ölü olduğuna dair deliller getirerek bunu mu kurtarmaya çalıştın? | Open Subtitles | تحاولين إنقاذ هذا بإحضار أدلة إنه ميت |
Ona et getirerek. | Open Subtitles | يستمر بإحضار اللحم |
Bu çok önemli, çünkü bize ısırılma orannın düşük olduğu yerlerde sıtmanın kökünü evleri sivrisinek-geçirmez hale getirerek ortadan kaldırabileceğinizi gösteriyor. | TED | هذا مهم, لأنه يخبرنا أنه إذا كان لديك كثافة لدغ معتدلة فيمكنك ابعاد الملاريا عن طريق تحصين البيوت ضد البعوض. |
Uyum getirerek kargaşayı azaltmayı deneyen yeni bir yaklaşım tasarladım. | TED | لقد وضعت تصورًا جديدًا يحاول تقليل الفوضى عن طريق إدخال الانسجام. |
Eve rastgele bir bar kaltağını getirerek mi? | Open Subtitles | أجل ، عن طريق إحضار امرأة سهلة المنال من الحانة ؟ |
Beni buraya getirerek sadece kendi kıyametini hızlandırdın. | Open Subtitles | لكنك بإحضارك لى إلى هنا حكمت على نفسك بالهلاك |
Senden hoşlanıp hoşlanmadığımı anlamadın mı? Yani seni buraya getirerek her şeyi mahvetmedim mi? | Open Subtitles | لايمكنك أن تخمن إذا ماكنت تعجبني أم لا؟ غذا لم أضيع الفرصة بإحضارك ِ إلى هنا؟ |
- Seni bulup buraya getirerek hayatını kurtardım. | Open Subtitles | لقد عثرت عليك وأنقذت حياتك بإحضارك إلى هنا |
Onları buraya getirerek hata yapıyorsun. | Open Subtitles | لقد قمت بغلطة بجلب هؤلاء الناس . إلى هنا |
Yarın borcunuzu getirerek, anladığınızı göstereceksiniz bana. | Open Subtitles | ستثبت لي فهمك بجلب ما ينقص طلبيتك غدًا. |
Ama onu uçağa getirerek, hepimizi riske atıyorsun! | Open Subtitles | لكن بجلبك إياه هنا، تعرضناجميعاًللخطر! |
Asla ona ait olmayacağıma kanaat getirerek Angelique, kasabalıları aleyhime kışkırttı ve acımı, karanlıkta tek başıma çekmeye mahkum etti. | Open Subtitles | لإقتناعها بأني لن أكون لها آنجيليك" أثارت سكان" البلده ضدي و حكمت عليَ بأن أتألم وحيداً بالظلام |