ويكيبيديا

    "getirmiş" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أحضر
        
    • أحضرت
        
    • جلب
        
    • جلبت
        
    • احضر
        
    • احضرت
        
    • يجلب
        
    • جلبه
        
    • أحضره
        
    • أحضرها
        
    • أحضرتها
        
    • جلبوا
        
    • جَلبَ
        
    • أحضرنا
        
    • أحضرته
        
    Kötü bir haberim var. Avcı, kara atmacıyı da getirmiş. Open Subtitles أخبار سيئة , لقد أحضر الصياد هذا الصقر الأسود معه
    Anladığım kadarıyla birkaçınız kendisiyle paylaşmak için birkaç özel eşya getirmiş. Open Subtitles أتفهم أن واحد أو اثنين منكم أحضر شيئاً شخصياً ليشاركها معها
    Cadı arkadaşların seni kurtarmak için diğerlerini getirmiş gibi gözüküyor. Open Subtitles يبدو أنَّ صديقتكِ الساحرة قد أحضرت أُخرَيات لتحاول إنقاذكِ ثانيةً
    Nalbant Girija, Titli Köyü'nden bazı haberler getirmiş. Open Subtitles الحداد، جلب بَعْض الأخبارِ مِنْ القريةِ تيتلي.
    Hadi gel de hizmetçi oğlunu getirmiş mi diye bir bakalım. Open Subtitles لا أستطيع الإنتظار هيا , لنذهب لنرى إذا الخادمة جلبت إبنها
    Bazıları eşlerini getirmiş, kız arkadaşlarını çocuklarını falan getiren var. Open Subtitles البعض منهم احضر زوجنه, عشيقته, اطفالهم و ما إلى ذلك
    - Bu sapanı Moinet getirmiş olabilir. - Elbette hayır. Open Subtitles لا يمكن أن يكون "مونيت" من أحضر المخذفة بالطبع لا
    Sonra ona sütünü getirmiş, kadın da sonuna kadar iç miş. Open Subtitles وفى نهاية الأسبوع أحضر لها اللبن فشربته كله
    - Hey, Homer. Bize hediye getirmiş. İlk bencil olmayan davranışı. Open Subtitles لقد أحضر لنا الهدايا، أول مرة يتصرف بعدم أنانية
    -Nasılsın? -Kitabı getirmiş! Open Subtitles لقد أحضر كتاب إستحضار الأرواح ـ أجل ، عظيم ، عظيم
    Çeyrek milyon yıl önce dünyaya düşen meteor böyle bir yaşam formunu dünyaya getirmiş olabilir. Open Subtitles ذلك النيزك الذي تحطم هنا كان قبل ربع مليون سنه ربما أحضر تلك الحياة الى هنا
    Fasulye, sürpriz bir şekilde, görüşme için ajansa ketçap'ı getirmiş ve herkes heyecanlanmış. Open Subtitles بشكل مفاجئ، رجل الفاصولياء أحضرت رجل الكاتشاب لاجتماع في الوكالة والجميع كان متحمّسًا،
    Bu firma binlerce ve milyonlarca çiftçiye Damlama Sulama teknolojisini getirmiş ve önemli ölçüde su kullanımının azaltılmasını sağlamıştır. TED هذه شركة أحضرت تكنولوجيا الري بالتنقيط للألاف والملايين من المزارعين وخفضت فعلياً من استخدام الماء
    Anlaşılan senin yıldız sana tepsiyle altın getirmiş. Open Subtitles يبدو أن نجمتك أحضرت لك جَرة مليئة بالذهب
    Bir kısmı ailelerini de getirmiş... ..ama Giovanni daha çok küçük onun için zor olurdu. Open Subtitles البعض جلب عائلتة معه ولكن جيوفاني مازال صغيراً
    George küçükken Michigan'a gezmeye gittiklerinde çekilmiş bir kaseti getirmiş. Open Subtitles جلب جورج أفلام تسجيلية لرحلته الصبيانية إلى مشيغان.
    Ve şu Maya tanrısı bu aygıtı o tapınağa getirmiş, öyle mi? Open Subtitles وهذا الإله المايا جلب هذا الجهاز لهذا المعبد؟
    Aslında doğru düzgün gereçleri, gerekli aletleri bile yok, ama şans eseri yanında Novocaine (anestetik ağrı kesici) getirmiş. TED وهي لا تملك حتى الأدوات الصحيحة للقيام بهذا الاجراء ولكن لحسن الحظ انها جلبت بعض مسكنات للألم
    Anladığım kadarıyla bu resimleri önce sana getirmiş. Open Subtitles الآن، صحح لي إن كنت مخطئا الا أني فهمت أنها جلبت هذه الصور لك أولا
    Bahsettiğim Ukraynalı şehre fazladan birkaç adam daha getirmiş. Open Subtitles الأوكرانى الذى ذكرته لقد احضر رجال آخرون من المدينة معه.
    Efendim, yeni kanıtları mahkemeden önce getirmiş olacağız. Open Subtitles حضرتك, هناك ادلة جديدة احضرت قبل الجلسة.
    Yaz mevsimi, ısırgan sinek kümelerini getirmiş, ancak her ne kadar, dinozorların sert derileri olsa da, yumuşak bölgeleri de bulunmakta. Open Subtitles يجلب الصيف معه أسراب من الذباب القارص ورغم أن الديناصورات مغطاة بقشرة جلدية كثيفة إلا أن لديهم مناطق ضعف
    Bence meraklı Parislileri hayal kırıklığına uğrattığı için onu cezalandırıyormuşuz gibi yapacaksak onu ormandan buraya getirmiş olmamızın hiçbir faydası yok. Open Subtitles لكن من غير المجدي جلبه من الغابة واحتجازه كما لو كان يعاقب على تخييب أمل الباريسيين
    - Doğru değil. - Bak Mark bana Londra'dan ne getirmiş. Open Subtitles ـ ليس صحيحاً ـ انظر ما الذي أحضره مارك لي من لندن
    Onu buraya Otto mu getirmiş yoksa benim gibi kendisi mi gelmiş? Open Subtitles ، أم أنه أحضرها لهنا أم أنها جاءت لوحدها ، مثلي؟
    Elisha aşırı dozdan kendinden geçmiş, Nadia'da onu benim evime getirmiş. Open Subtitles اليشا كانت قد تعاطت جرعة زائدة و ناديا أحضرتها إلى شقتي
    Haberi şurdaki gezginler Kudüs'ten getirmiş. Open Subtitles هؤلاء المسافرين فقط جلبوا الأخبار من القدس
    - Biri yanında bir puma getirmiş. Open Subtitles بَعْض البليدِ جَلبَ كويوجرإلى حزب، وهو تَخبّلَ.
    Buraya hepimizi öldürmek için getirmiş olmalı! Open Subtitles حتماً أحضرنا هنا لقتلنا جميعاً
    Ne yani, onu buraya baygın olarak getirmiş, ayıltmış, sonra da beraber mi gitmişler? Open Subtitles هل أحضرته هنا و هو فاقد الوعي؟ أيقظته ثم غادروا معاً؟ -يبدو كذلك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد