| Yemin ederim, ona bir top getirmiştim ve ona hediye vermek istedim. | Open Subtitles | أقسم لك أنني أحضرت له كرة و كنت أحاول تقديمها له كهدية. |
| - Bizim için yemek getirmiştim. - Bunu yapmana gerek yoktu. | Open Subtitles | لقد أحضرت بعض الطعام للعشاء ما كان يجب ان تفعلي ذلك |
| Ben masanızı getirmiştim de, sonra... | Open Subtitles | أحضرت الجدول الخاص بك، ولكن أنا امتد بعض |
| Aslında, pantolonumu temizlikçiye getirmiştim ve ona sinirlenmiştim. | Open Subtitles | ترى، في واقع الامر، جلبت ملابسي الداخلية إلى المنظفين و كنت غاضب معه |
| Duruşmada giyinmesi için ona bir giysi getirmiştim. | Open Subtitles | جلبت لها رداءاً لتلبسه في المحكمة فاستعملت الحزام. |
| İkinci bir tetik getirmiştim Peru'daki gibi bir frekans sorunu olabilir diye. | Open Subtitles | .لقد احضرت معى فتيل ثانوى ,فى حالة وجود مشكله .كما حدث فى بيرو |
| Affedersin, ben bir beyefendiyim, uyku tulumumu getirmiştim. | Open Subtitles | إعذريني. أنا رجل محترم فقد أحضرتُ حقيبة النوم |
| Al, sana bunları getirmiştim. Sakız ve pastil. | Open Subtitles | حسناً، ها نحن ذا لقد أحضرت لك بعض العلكة و قطرات السعال |
| Hayır Wade, bu anlaşmayı size, bana para vermeniz için getirmiştim. | Open Subtitles | كلا ، لكن يا وايد أحضرت لك هذه الصفقة كي تقرضني المال لأوظفه فيها ، إنها صفقتي |
| Her neyse, şunları getirmiştim. Kız kardeşimin düğünü. | Open Subtitles | على أية حال, أحضرت لكِ هذه حفل الإستقبال لزفاف أختي |
| Birkaç yıl önce, kızını Meksika'dan getirmiştim ve o zaman oldukça kötü durumdaydım. | Open Subtitles | "أحضرت ابنته من "المكسيك ، قبل سنوات مضت ، وكنت في .. حسناً |
| Ve salak ben, şu siktiğimin dergilerini sana Tahoe'dan getirmiştim. | Open Subtitles | و أنا، غبي، أحضرت لك المجلات الهزلية الملعونة من بحيرة تاهوي، |
| Frekansta bir hata olabilir diye ikinci bir tetik getirmiştim. | Open Subtitles | لقد أحضرت صاعق آخر فى حالة كان هناك تزاحم فى الترددات |
| Sana biraz yemek getirmiştim. Ancak, bir azarlamayı tercih edersen... | Open Subtitles | لقد جلبت لكِ بعض العشاء لكن لو كنتِ تفضلين محاضره... |
| Kesinlikle. Size bahsettiğim şu şifreleri getirmiştim. | Open Subtitles | بالتأكيد، لقد جلبت الشفرات التي حدثتك عنها |
| Siz çocuklara Steve Wagner ışıklı çubuklarından getirmiştim | Open Subtitles | جلبت معي مؤشرات ستيف الليزرية لكل واحد منكم |
| Ama onun için, o iki zinacının düğün pastasından getirmiştim. | Open Subtitles | ولكني احضرت لها بعض من الكعك وعليها بالغان صغيران |
| Ben buraya 25 kız getirmiştim. Fakat burada 23 kız var | Open Subtitles | أنا أحضرتُ 25 فتاة إلى هنا و الموجودات 23 فقط |
| Geçen sene başka bir gezegenden getirmiştim. Güzel. | Open Subtitles | إنه واحد أحضرته من كوكب أخر العام الماضى |
| Onu geçen yıl Noel partisine getirmiştim ama bütün gece otoparkta kusup durdu. | Open Subtitles | جلبته إلى حفلة عيد الميلاد العام الماضي، لكنه قضى الليلة في المرآب يتقيأ. |
| Şehirde düzenlen ticari bir fuar icin getirmiştim. | Open Subtitles | لقد جلبتها معي من اجل عرض تجاري هنا في المدينة هذا الاسبوع |
| Birkaç hafta önce bu adamı getirmiştim, nasıl olduğuna bakmak istiyorum. | Open Subtitles | جلبتُ هذا الرجل منذ بضعة أسابيع أريد فقط تفقّد حاله |
| Bakın, duruşmalar için kendisini ziyaret ettiğim birkaç seferde, beraberimde çocuğunu da hapishaneye getirmiştim. | Open Subtitles | تَعْرفُ، جَلبتُ طفل كارلا إلى السجنِ بضعة أوقات لزيَاْرَتها بينما هي كَانتْ تَنتظرُ محاكمةَ. |
| Taraklarını koyduğu şapka kutusunda buldum. İyi akşamlar efendiler, kutlama için buradayız... Denizci çocukları için hayır etkinliği düzenlemesi amacıyla buraya getirmiştim. | Open Subtitles | وجدتها في الصندوق حيث تحتفظ هي بالأمشاط لقد احضرته إلي هنا كعمل خيري لأطفال البحارة |
| Revirdesin. Seni buraya ben getirmiştim, hatırladın mı? | Open Subtitles | أنت في المستشفى لقد أحضرتك لهنا, إلا تذكرين؟ |