Bu haftaki okul gezisi için izin kağıdımı imzaladın mı? | Open Subtitles | هل وقعتِ بطاقة التصريح الخاصة بي للرحلة الميدانية هذا الأسبوغ؟ |
amigo takımı eğitim gezisi için halk kütüphanesine gideceğiz. | Open Subtitles | امم , فريق المشجعات سوف يذهبون الى المكتبة العامة للرحلة الميدانية |
Yarın ki okul gezisi için sana bu izin kağıdını vermem gerekiyordu. | Open Subtitles | لقد أعطيتكِ التصريح للرحلة الميدانية في الغد. |
Bütün yönetim kadrosu bir şirket gezisi için şehir dışında. | Open Subtitles | الطاقم الاداري الأعلى بكامله سافر في رحلة الشركة |
Baba Özgürlük Anıtı gezisi için 15 dolar alabilir miyim? | Open Subtitles | أبي، هل لي بـ15 دولاراً للذهاب في رحلة مدرسية لزيارة تمثال الحرّية ؟ |
Ne zaman okul gezisi için bir veliye ihtiyacımız olsa, kanser oluyordu. | Open Subtitles | لقد كانت تتظاهر بأنها مريضة بالسرطان كلما كان يحين وقت جمع المال من الأهالي لأجل رحلة ميدانية |
Bu yüzden, üzgünüm, Alfredo, ama veliler Vegas gezisi için ödeme yapmayacaklar. | Open Subtitles | لذا، أنا آسف، ألفريدو، والدي فقط لن تدفع للرحلة فيغاس. |
Benim bunak okul gezisi için biraz para verdi. | Open Subtitles | أبّي أعطاني بعض المال للرحلة الميدانية. |
Bir STÖ gezisi için mi? | Open Subtitles | منظمة غير حكومية للرحلة ؟ |
- Sınıf gezisi için. | Open Subtitles | - للرحلة المدرسية. |
Saat birde birlikte gondol gezisi için de sözleştik | Open Subtitles | وجميعنا سنذهب في رحلة بالعربات المعلقه عند الساعة الواحدة |
Evet bayanlar, bir iş gezisi için bir kaç haftalığına şehir dışına çıkıyorum ve burada kalıp eve ve Natali'ye bakacak birini arıyorum. | Open Subtitles | أقول, ياسيدات سأغادر البلدة في رحلة عمل, لعدة أسابيع وابحث عن من تسكن في البيت |
- Şu an Philadelphia'da oraya geçen ay bir iş gezisi için gitti. | Open Subtitles | أبدا؟ وقالت انها كانت في فيلادلفيا في رحلة عمل الشهر الماضي |
Bir iş gezisi için Almanya'daydı. | Open Subtitles | لقد كان في ألمانيا, في رحلة عمل |
Hayır, ben gerçekten... iş gezisi için Orlando'ya gittiğini düşünüyordum. | Open Subtitles | كلا ، كنتُ أعتقد فعلاً أنّه في "أورلاندو" في رحلة عمل -تلقّيتُ إتّصالاً |
Onları çalmadım. Hemşirelerden biri, oğlunun izci gezisi için onları satıyordu. | Open Subtitles | إحدى الممرضات كانت تبيعها لأجل رحلة ابنها للكشافة |
Meg her şeyi kontrol altına aldı. "Hoş geldiniz Gezisi" için tekneyi doldurdum. | Open Subtitles | تسيطر (ميغ) على الوضع. جهزت القارب لأجل رحلة الترحيب البحرية |