ويكيبيديا

    "gibi şeylere" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لأشياء مثل
        
    Ama ne yazık ki, burasıyla burasının arasında enerjinin çoğu aktarımdaki sızıntılar ve ısı gibi şeylere dönüşerek kayboluyor. TED و لكن لسوء الحظ، بين هنا و هناك، معظم هذه الطاقة تفقد لأشياء مثل التسرب أثناء النقل و الحرارة،
    Jennifer Aniston veya Halle Berry gibi şeylere çoğunlukla cevap veriyordu, veya justin Trudeau'ya. TED بل كانت تستجيب في الغالب لأشياء مثل جينيفر أنيستون أو هالي بيري أو جاستن ترودو.
    Tesisimizde biz Afrikalıların, tüketicilik, etnik yapı ve yozlaşma gibi şeylere karşı geçmişimiz, ne olduğumuz ve ne olmak istediğimiz konularında çok fazla tartışmalar oluyor. TED لدينا الكثير من المناقشات في المكان حول ما نكون كأفارقة، من نحن الآن، وماذا نريد أن نكون بالنسبة لأشياء مثل الاستهلاكية والأصل العرقي والفساد وهكذا.
    Yani bir makinenin yüksekliği gibi şeylere çok fazla anlam yüklüyoruz, kişiye değil ve bunu sistemi kullanan kişiye atfediyoruz. TED نحن نمنح الكثير من المعاني لأشياء مثل ارتفاع الآلة، لا طول الشخص، ونعزي هذا للشخص الذي يستخدم النظام.
    Bu korkuyla yakınlaştıkça, aynı zamanda birçok yeni şeyler öğrenebileceğimi ve yollar bulabileceğimi keşfediyorum, pratik çözümler ve iyileşme ve sağlığın özüne inme gibi şeylere. TED و اكتشفت أيضا كلما تعمقت داخل هذا الخوف تعلمت العديد من الأشياء الجديدة و اكتشفت عدة مسارات لأشياء مثل الحلول العملية و كذلك أصل العلاج و الصحة
    Şu anda bununla ilgili çok tartışma var, Instagram gibi şeylere ne kadar ilgi gösterdiğimizle alakalı tartışmalar. Ama sorum şu: Instagram nasıl oluyor da bu kadar ilgi topluyor? TED ويوجد حاليًا الكثير من النقاش حول مدى الانتباه الذي نمنحه لأشياء مثل الإنستغرام، لكن سؤالي هو: كيف يستحوذ الإنستغرام على الكثير من الانتباه؟
    Keşfettiğimiz şey biraz şaşırtıcıydı, keşfettiğimiz bu nöronlar düşünce veya his gibi şeylere cevap vermiyordu; bu tahmin ettiğimiz şeydi. TED وما اكتشفناه، أدهشنا نوعاً ما، وهو أن الخلايا العصبية َالتي يمكننا التعرف عليها لا تستجيب لأشياء مثل الأفكار أو العواطف، وهو ما كنا نتوقعه.
    Bazı insanlar cep telefonları, Wi-Fi üniteleri gibi şeylere maruz kalmanın migrene, yorgunluğa, uykusuzluğa, baş dönmesine, hafıza problemlerine yol açtığına inanır. Open Subtitles بعض الناس يعتقدون أن التعرُّض لأشياء مثل الهواتف المحمولة و وحدات الإرسال اللاسلكية يمكن أن يُسبب الصُداع النصفي، والإرهاق
    Bunun da ötesinde, bu odada kullanabileceğimiz teknolojiler konusunda harika fikirleri olan birçok birey var. Beyni eğitirken daha etkili olabilmek ve biraz sıkıntılı alanlarda durumu telafi etmek için kullanabileceğimiz aletlerden Google Glass gibi şeylere kadar. TED و أبعد من ذلك، هناك الكثير من الأفراد في هذه القاعة ممن يملكون أفكاراً عظيمة فيما يتعلق بوسائل تكنولوجية جديدة يمكننا استخدامها، يمكننا أن نستعمل كل أنواع الأجهزة لتدريب الدماغ لنكون قادرين على جعله أكثر فعالية و للتعويض عن المناطق التي فيها شيء من المشاكل، لأشياء مثل نظارات جوجل.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد