Kız da hoşlanıyor. Bu yüzden çocuk gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | لهذا السبب يتصرفون مثل طلاب الصف السابع عندما يكونو حول بعضهما البعض |
Hazır yemek şirketleri de 30, 40 yıl önceki tütün şirketleri gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | شركات الطعام القمامي يتصرفون مثل شركات التبغ قبل 30 و40 سنة |
Adamlar sakatmış gibi davranıyorlar ve birbirlerini tekmeliyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الفتيان يتظاهرون بكونهم مٌقعدين و يركلون مؤخرة بعضهم |
Onlar için çalışanlar haricinde, hiç siyahi birini görmemişler gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | والناس هنا أيضًا. الأمر يبدو وكأنّهم لم يقابلوا شخص أسود لا يعمل لديهم. |
Hayır. Dün gece olan şey normalmiş gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | لا ، الكل يتصرفون كأن ما حدث ليلة أمس كان طبيعي |
Sanki kanseri filan tedavi ediyormuş gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | وجميعهم يتصرفون وكأنهم يداوون من السرطان |
ve onlar, sıçtığın zaman şaşırmış gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | وبعد ذلك عندما كنت تفعل ذلك، انهم يتصرفون مثل أنهم يفاجأ. |
Nina, arkadaşlarını dizginle. Çocuk gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | نينا ، سيطري على جماعتك أنهم يتصرفون مثل الأطفال |
Seelie'lere yarı melek değillermiş gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | انهم يتصرفون مثل سييليس أليس هم نصف ملائكة، أيضا |
Sanki hiç yaşanmamış gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | انهم يتصرفون مثل ما لم يحدث شيئ. |
Çinliler, sanki denizaltı orada değilmiş onları casusluk yaparken yakalamamışız gibi davranıyorlar ve kendi adamlarının ölmesine razılar. | Open Subtitles | والصينيون يتظاهرون بأنها ليست هناك وأننا لم نمسكهم وهم يتجسسون علينا وهم مستعدون لترك رجالهم يموتون |
Her şeye dini katmalar, eşcinsellerden nefret ediyorlar ırkçılar ama öyle değilmiş gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | اووه ، ياالهي كل شيء هم يكرهون المثليين وهُم عنصريين ولكن يتظاهرون بالعكس |
Ve birbirlerini tanımıyor gibi davranıyorlar. İlginç. | Open Subtitles | و يتظاهرون بأنهم لا يعرفون بعضهم البعض لذيذ |
Onlar için çalışanlar haricinde, hiç siyahi birini görmemişler gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | الأمر يبدو وكأنّهم لم يقابلوا شخص أسود .لا يعمل لديهم |
Daniel öldürüldü ve... onlar hiçbir şey olmamış gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | (دانيل) لقد قتل للتو, و ... و أنهم يتصرفون كأن شيئاً لم يحدث. |
Dağın sahibiymişler de istediklerini yapabilirlermiş gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | يتصرفون وكأنهم وكأنهم يملكون الجبل ونفعل ما يحلو لهم |
İnsanlar geliyor, onun içkilerini içiyor ve onun arkadaşıymış gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | وهؤلاء الناس يأتون , ويشربون شرابه ويتصرفون كأنهم أصدقائه |
Ülkesine bağlılığına dair ant içmişti ve şimdi bize yabancılarmışız gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | اتّخذ مِنْ ولائه لبلاده عهداً و الآن يعاملوننا كغرباء |
Ailem beni anlamıyor, bana hep bir zavallıymışım gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | والديِ لا يفهمان ، فهما يعاملونني كأنني عاجزة |
Elinden geldiğince kocaman gülümsüyorsun ve o "Seni görmüyormuş gibi davranıyorlar" dedi. | Open Subtitles | وأنت تبتسم بقدر ما تستطيع وقال أنهم يدعون أنهم لم يروك |
Hâlâ gezilere çıkıyorlar, birbirlerinin şakalarına gülüyorlar, müzelerle ilgileniyorlarmış gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | ما زالوا يذهبون في رحلات يضحكون على نكات بعضهم يدعون انهم مهتمون بالمتاحف |
Çok saçma. Sana suçlu gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | هذا سخف، إنهم يتصرفون كما لو كنت أنت مذنب |
Yatak odalarının ortasına sayvan koydurduğuna eminim, ...ve onlar da tıpkı dağdalarmış gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | أراهن ، أراهن بأنّه ينصب خيمة في مُنتصف غرفة نومهم وهم يجب أن يتظاهروا بأنهم على جبل |
- Tuhaf yani... Onun bir parcasıymıs gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | وهم غريبي الاطوار تشعري وكأنهم كانو أصدقاء مقربين |