Kocam, Humanich adlı canlıymış gibi görünen bir robot yaptı. | Open Subtitles | زوجي صنع أندرويد شبه حي يدعى هيومانك |
Şuna bak, normal Gonzales gibi görünen adam Speedy Gonzales gibi. | Open Subtitles | انظر لذلك الرجلِ إنه يَجْعلُ غونزاليس السريع يبدو مثل غونزاليس عادي |
Bu,insanın sebep olduğu, ama tanrının işi gibi görünen olaylar demektir. | Open Subtitles | وهو يعني أن نجعل عمل الإنسان يبدو وكأنه من صنع الله |
Günlük kullanılan basit bir not defteri gibi görünen defter aslında Irak'ta Amerika istilasında yaşamını kaybetmiş olan sivillerin anısı için yapılmış bir anıt. | TED | التي تبدو مجرد ورقة صفراء عادية، هي في الواقع نصبٌ تذكاري للمدنيين العراقيين، الذين ماتوا نتيجة للغزو الأمريكي. |
Sen gezgin bir ozanmış gibi görünen Japon prensi rolündeki İskoç aktorüsün. | Open Subtitles | لا، أنت ممثل اسكتلندي يلعب دور أمير ياباني و الذي يتظاهر بأنه مغني متجول |
İçlerinde hiç, hapise gitmesi gereken biri gibi görünen var mı? | Open Subtitles | هل ترى أي شخص تبدو وكأنها يجب أن تذهب إلى السجن؟ |
Bunların en yaygın olanı ise bu soldakı gibi görünen bir cihazdır. | TED | والأكثر شيوعا من بينها هو في جهاز يشبه ما ترونه الى اليسار. |
Hırslı bir düşmana, yenilmez gibi görünen bir orduyla destek sağlamak ve, onu en güçlü rakibiyle bile savaşa girmeye mecbur hissettirmek | Open Subtitles | وفر لخصمك الطموح شيئاً يبدو كأنه جيشاً لا يقهر وسيصبح ملزماً أن يذهب لصيد أصعب منافسيه |
Bu sözler karıncalarla kaplanmış gibi görünen bu adamdan mı geliyor. | Open Subtitles | هذا الكلام يصدرُ من شخصٍ يبدو أنّه قد بنى خيمةً للنّمل. |
Kocam, Humanich adlı canlıymış gibi görünen bir robot yaptı. | Open Subtitles | زوجي إخترع أندرويد شبه حي يدعى هيومانك |
Kocam, Humanich adlı canlıymış gibi görünen bir robot yaptı. | Open Subtitles | زوجي إخترع أندرويد شبه حي يدعى هيومانك |
Kocam, Humanich adlı canlıymış gibi görünen bir robot yaptı. Adı Ethan. | Open Subtitles | زوجي صنع أندرويد شبه حي يدعى هيومانك |
Yani bunun anlamı karaciğere uygularsanız karaciğer gibi görünen bir şeye dönüşür, derinize uygularsanız, derinize benzer bir şeye dönüşür. | TED | هذا يعني أنّه بوضعها على الكبد، تتحول إلى شيء يشبه الكبد، وإذا وضعت على الجلد، تتحوّل إلى شيء يبدو مثل الجلد. |
Bunun gibi görünen fiziksel bir modele sahip olmak ne anlama geliyordu? | TED | ماذا يعني أن تحصل على نموذج فيزيائي يبدو مثل هذا؟ |
Bu logaritma ölçeğinde, yani istikrarlı büyüme gibi görünen şey aslında gerçek anlamda bir ivmelenme. | TED | وهذا مقياس طويل، هكذا ما يبدو وكأنه النمو المطرد هو في الحقيقة تسارع كمصطلح حقيقيي. |
İncilin neresinde Goliath kız gibi görünen bir çıplak çocuğun elinden öldü yazıyor. | Open Subtitles | متى قال الإنجيل أن جالوت قُتِل على يد صبي عاري والذي يبدو وكأنه فتاة |
Kişiler arasında böyle anlamlı bağlar oluşturmak, baş edilemeyecek gibi görünen zorlukları aşmamıza olanak sağlıyor. | TED | خلق هذا النوع من التواصل الرائع بين الأفراد أعطي فرصة للتعامل مع التحديات التي تبدو ساحقة. |
BeIki de sen o iyi adam değiI, iyi gibi görünen kötü adamdın | Open Subtitles | ربما كنت رجل جيد يتظاهر كونه رجل سيء أو ربما تكون رجل سيء يتظاهر كونه رجل جيد |
Annelerini doğramış gibi görünen gruplarla takıImaya devam et. | Open Subtitles | تبقين مع الجماعات التي تبدو وكأنها انهم سوف طعن أمهاتهم |
Oysa bunlar bizim bu küçük galaksiye koyabileceğimiz şeyler. Şimdi bu kara delik gibi görünen yere uçuyoruz. | TED | هذه هي الأشياء التي يمكننا وضعها في هذه المجرة الصغيرة. نحلق هنا إلى ما يشبه الثقب الأسود. |
Hitler'in şişman hali gibi görünen bir adamla kaç dava çözerim sence? | Open Subtitles | كم من الحلول الأخرى التى ستكون لدى؟ مع رجل يبدو كأنه هتلر السمين |
Kemikte mikroskopik bir delik gibi görünen bir şey buldum. | Open Subtitles | إنّما عثرتُ على ما يبدو أنّه ثقب بالغ الصغر في العظم. |
Benzer gibi görünen bütün vakaların farklı faktörlerle ilgileri vardır. | Open Subtitles | آجل ، هناك العديد من العوامل المشتركة التي تبدو أنها متماثلة في جميع الحالات |
Chase, 70'lerdeki havalı bir ev partisinde öldürülebilirmişim gibi görünen bu klasik tarzdaki gözlüğü seçti bana. | Open Subtitles | صحيح، (شايس) إختار هذه النظارات الشمسية الكلاسيكيـة التي تبدو كأنني كدت أن أقتل في حفلة منزلية رائعة بالسبعينيات |
Başarısız olmuş gibi görünen ama aslında işe yarayan bir plan. | Open Subtitles | خطة بدأ و كأنها تنهار و تبين بعد ذلك أنها نجحت |
Evrenin sıradan gibi görünen şeyleri aslında oldukça nadirdir. | TED | الذي يبدو بأنه مكونات الكون الاعتيادية هو في الواقع، نادر نوعاً ما. |
Kesin yenilgi gibi görünen durum bu hava temini sayesinde tersine dönmüştü. | Open Subtitles | ما بدا وكأنه هزيمة وشيكه تم تفاديه بهذا الأمداد الجوى التكتيكى |
- Ve şu hepsi aynı gibi görünen sıkıcı renkler. Ve kuru erik buğulaması! | Open Subtitles | وهذه الأوان البشعة التي تشبه الأجاص المجفف |