Balon, Jön Asgeir Johannesson gibi insanların ortaya çıkmasına yol açtı. | Open Subtitles | لقد رفعت فقاعة أيسلندا كثير من الناس مثل جون اسجير جوناسون |
Doktor Ronald Zuker, Lauren gibi insanların yüz hareketlerini kazanabilmelerini sağlayan ameliyatlarda uzmanlaşmış. | Open Subtitles | دكتور رونالد زكر رائد في إجراء عملية يمكن أن تساعد في تحريك وجوه أناس مثل لورين |
27 milyar dolar Susan gibi insanların her yıl cep telefonu şarj etmeye, evlerini aydınlatmak için el feneri pillerine ve gaz yağına yaptığı harcama. | TED | 27 مليار دولار هو ما يصرفه أشخاص مثل سوزان كل سنة لشحن الهاتف الخلوي، بطاريات المصباح والكيروسين لإضاءة المنزل. |
Ben sadece senin gibi insanların bize kötü isim vermesinden bıktım. | Open Subtitles | أنا مشمئز من الناس أمثالك الذين يعطون فكرة سيئة عنا, حسناً؟ |
Kendinizi bir ulusal kahraman olarak görüyor olabilirsiniz, ama benim ve benim gibi insanların gözünde, aşağılık iftiralarınızla ve sahte nutuklarınızla, ulusal bir utanç kaynağından başka bir şey değilsiniz Bay Hunsecker. | Open Subtitles | وأنك جزء من المجد القومي لكن بالنسبة لي وللعديد من الناس أمثالي أنتخزيوعار. |
Bu, Tate'ler gibi insanların zihniyetini anlamaya yardım edebilir. | Open Subtitles | قد يكون هذا مساعدا لفهم عقليات الناس من أمثال تايت |
Bu esnada biz de, aynı O.J. gibi, insanların hep göründüğü gibi olmadığını öğrendik. | Open Subtitles | وخلال تلكَ العملية، فهمنا أن الناس مثل أو جي ليسوا كما يبدون دوماً |
Aynı zamanda şirketler oyunlaştırmanın ve G nesli gibi insanların üzerindeki etkilerinden haberdar oldu. | TED | وقد أصبحت الشركات مدركةً لتوجه التلعيب وأثر الألعاب على الناس مثل جيل G. |
Incoding'e yönelmek için benim paylaştıklarım gibi insanların deneyimlerini toplayarak yanlılığı belirleyen ve var olan yazılımı denetleyen platformlar oluşturmayı düşünmeye başlayabiliriz. | TED | إذن لنتحول للتشفير نستطيع البدء بالتفكير في بناء منصات تستطيع تحديد التحيز بواسطة جمع خبرات الناس مثل تلك التي شاركتها، أيضا التدقيق في البرمجة الحالية. |
Sizin gibi insanların ve şirketlerin bir hiç uğruna sömürüp köle ettiğiniz bu genç kız gibi olan insanlar için çalışıyorum. | Open Subtitles | . أنا أعمل لصالح أناس مثل تلك الفتاة حتى لا يستطيع أمثالك .. مع مجموعاتهم أن يظلموهم و يقتلونهم . من أجل المال |
- Arkama yaslanıp Rasheed gibi insanların ülkemi parçalamasına seyirci kalamazdım. | Open Subtitles | أنا لم أستطع لم أستطع الجلوس لفتره طويله بينما أناس مثل رشيد يقومون بتمزيق بلدي |
Oxfam'dan, Elliott gibi insanların yönettiği en küçük birimlere... | Open Subtitles | تفتقر لأصغر التجهيزات وهي مسيرة من قبل أشخاص مثل إليوت و |
Burada bir noktayı atlıyoruz, çünkü şahsi görüşüm, Max Vision gibi insanların hapse atılmaması yönünde. | TED | أعتقد أننا نفتقد إلى الحيلة هنا لأني لا أعتقد أن أشخاص مثل "ماكس فيجين" يفترض أن يكونوا في السجن. |
Senin gibi insanların başkan olmasını engellemek için bir sistemimiz var. | Open Subtitles | ..لدينا نظام صنع لكي يجعل الناس أمثالك بعيدون كل البعد عن الرئاسة |
Artık öğrendim senin gibi insanların davranışları bile yalan. | Open Subtitles | لا، لقد تعلمت... أن الناس أمثالك... حتي أفعالهم تكذب |
Aslında, benim gibi insanların dili olur özellikle "Kutsanmış Evlilik"teki gibi. | Open Subtitles | فى الحقيقة هو يتحدث بلسان الناس أمثالي خصوصاً فى "زواج المبارك" |
Büyük oranda Desmond Tutu gibi insanların bir Beşinci Aşama süreci oluşturmaları sayesinde. Böylece ülkedeki binlerce, hatta belki milyonlarca kabile süreçte rol alacak, herkes bir araya gelecekti. | TED | إلى حد كبير لأن الناس أمثال ديزموند توتو وضعوا عملية المرحلة الخامسة ليشركوا الآلالف وربما الملايين من القبائل في البلاد، ليوحدوا جميع الناس. |
Senin ve benim gibi insanların elde etmesi kolay olmuyor. | Open Subtitles | من الصعب ان يأتوا هم لأشخاص مثلنا |
Tek istediğim, benim gibi insanların huzur içinde yaşaması. | Open Subtitles | كل ما اردته يوماً ما هو أن يستطيع من هم مثلي العيش بسلام |
Sizin gibi insanların kampanyasına yardım etmesinden mutluluk duyar. | Open Subtitles | إنه سيكون سعيد أن يحصل على أُناس مثلك لمساعدة حملته الانتخابية |
Bizim gibi insanların ilişkisi olamayacağını sen söylememiş miydin? | Open Subtitles | أولم تخبرن أن أمثالنا لا ينالون الفتاة المنشودة؟ |
Yani, senin, benim gibi insanların, hata yapabileceğini kabul etmiyor. | Open Subtitles | أقصد, أنهن لا يفهمن الأشخاص مثلي و مثلك, نحن نخفق |
Bizim gibi insanların neler yapabildiğini gördük. | Open Subtitles | نحن رأينا ما يمكن اناس مثلنا فعله |