ويكيبيديا

    "gidip onu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أن تذهبي
        
    • ان تذهب
        
    • سَأَذْهبُ
        
    • أذهب إليه
        
    • يَذْهبُ بنفسة
        
    • يتعيّن علينا
        
    • نذهب ونجده
        
    • لنذهب لرؤيته
        
    • أذهب لإيجاده
        
    • ان تذهبي
        
    • سأذهب لأحضره
        
    • سأذهب لإحضاره
        
    • سأذهب للبحث عنه
        
    Loğusalık dönemini atlatınca hac yolculuğuna gidip onu geri getirebilirsin. Open Subtitles عندما تتعافين من الولادة يمكنك أن تذهبي إلى رحلة وتستعيديه
    Yürekli olanın gidip onu görmek olduğunu düşünüyorsun fakat yanılıyorsun. Open Subtitles تعتقدين أن القرار القوي هو أن تذهبي لمقابلته لكنكِ مخطئة
    Ne kadar zaman sonra Quill'in barna gidip onu öldürdünüz? Open Subtitles كم من الوقت مضى قبل ان تذهب الى كويل وتقتله
    gidip onu etkileyeceğim. Open Subtitles سَأَذْهبُ أُشجّعُها.
    Bana izin verin, gidip onu getirmeyi üstleneyim. Kendini bekleyen tehlikeye karşı, yasalar karşısında barışçıl şekilde cevap versin. Open Subtitles دعونى أذهب إليه وأجعله يجيب بطريقة لائقة
    Ama ne zaman bir mahküm hastalansa ya da fenalaşsa... o gidip onu iyileştiriyor ve sakinleştiriyordu. Open Subtitles هو يَذْهبُ بنفسة لشَفَائه أنا لا أَعْرفُ إذا كان هو فير برتاب او راج راثور
    gidip onu almalıyız. Open Subtitles يتعيّن علينا إحضاره.
    Sihir orada bir yerde. gidip onu görelim. Open Subtitles ثمّة سحرٌ هناك، لذا دعينا نذهب ونجده.
    Hadi gidip onu görelim. Open Subtitles لنذهب لرؤيته الآن
    Quinn hayatimi elimden aldi ve benim gidip onu bulmam gerekiyor. Open Subtitles لقد سرق (كوين) حياتي، ويجب أن... حسناً، يجب أن أذهب لإيجاده.
    Evet o zaman oraya gidip onu beklemelisin Open Subtitles نعم ،حسنا الى ذلك الحين يجب عليك ان تذهبي الى هاك، تنتظريه
    gidip onu getireceğim. Burada bekle. Bir yere gitme. Open Subtitles ‫سأذهب لأحضره ‫أنت فقط انتظر هنا، لا تتحرك
    gidip onu getireceğim tabi. Open Subtitles سأذهب لإحضاره - (أوه، (والت -
    Baban Yeni Zelanda'daysa, belki de gidip onu kendim aramalıyım. Open Subtitles إذا كان أباكِ في "نيوزيلندا" فربما سأذهب للبحث عنه بنفسي.
    Gidip, onu görmeden önce vücudunu biraz sertleştirsen iyi olabilir. Open Subtitles ربما يجب أن تسخني قليلاً قبل أن تذهبي لمقابلته
    Belki de sabah gidip onu görmelisin. Open Subtitles ربما يجب عليك أن تذهبي لرؤيتها في الصباح ، عزيزتي
    Jeanne'le konuşmanız, sence, gerçekten onun evine gidip onu görmek gerekli miydi? Open Subtitles بمناسبة الحديث عن جين، هل كنت تظن انه من المناسب حقا ان تذهب اليها في بيتها
    Oraya gidip onu kurtarmama yardım etmelisin, tamam mı? Open Subtitles عليك ان تذهب معي و تساعدني على الحصول عليه, حسناً؟
    gidip onu kurayım. Open Subtitles سَأَذْهبُ مجموعتَها فوق.
    Bana izin verin, gidip onu getireyim ve yasalar uyarınca barışçı yoldan hesap versin. Open Subtitles دعونى أذهب إليه وأجعله يجيب بطريقة لائقة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد