Tamam, sorun değil. Bu sefer çalıların içine gireceğim ses yapıp, tavşanları ürküteceğim. | Open Subtitles | حسناً ، هذه المرة سأدخل وسط الحشائش وأخرج أصوات عالية لكيّ يخرج أرنب |
Benden başka kimsenin dinamitlere dokunmasını istemiyorum. Bu yüzden yalnız gireceğim. | Open Subtitles | لا أريد أن يمسّ أحد تلك المتفجّرات سواي، لذلك سأدخل وحدي |
Soyunma odasına gireceğim ve gitarını akord ederken onu izleyeceğim. | Open Subtitles | سأدخل إلى حُجرة اللبس تلك، وسأحدّق به بينما يضبط غيتاره. |
Bugün birlikte vakit geçirelim diye onları okula yollamadım, yarın hapse gireceğim. | Open Subtitles | لم أرسلهما إلى المدرسة اليوم كي نكون معاً لأنني سأدخل السجن غداً |
O arenaya yaklaştığınızda ve kapıya elinizi koyduğunuzda, ve "İçeri gireceğim ve bunu deneyeceğim," diye düşündüğünüzde, utanç "Uh, oh. | TED | عندما تمشيء في الميدان وتضع يدك على الباب، وتفكر، "سأدخل وسأحاول القيام بهذا،" العار هو الشبح من يقول، "آوه، أوه. |
Böyle konuşmaya devam edersen yapmadığım bir şey için hapse gireceğim. | Open Subtitles | تتحدثثين الى بهذه الطريقه وكأنى سأدخل السجن لشيىء لم أفعله |
O zaman saat 10:00'da, 14 numaralı odaya gireceğim ve vuracağım. | Open Subtitles | و عند العاشرة سأدخل الجناح 14 و أطلق النار. |
Sana göstereceğim! Yarışa kendim gireceğim. Kendi arabamla gireceğim ve seni yeneceğim! | Open Subtitles | سأريك سأدخل السباق بسيارتى الخاصة و سوف اهزمك |
Tom, ben arka tarafa geçip pencereden gireceğim... ve Niles'ı çabucak alıp çıkacağım. | Open Subtitles | توم، أنا سأركض ' دورة، و سأدخل من النافذة... واخرج النيلز بسرعة البرق. |
Meşgul oluşunuzu anlıyorum, bu yüzden direk konuya gireceğim. | Open Subtitles | أعلم أنك رجل منشغل وأحترم ذلك لذا سأدخل مباشرة في صلب الموضوع. |
İçeri gireceğim. Bir dakika sürer. Vedalaşsanız iyi olur. | Open Subtitles | سأدخل وأستغرق دقيقة واحدة، تبادلا الوداع. |
Ben 9.15 konumundan dansçılarla birlikte güvenlik kapısından gireceğim. | Open Subtitles | في التاسعة والربع سأدخل بالراقصين عند البقعة الأمنية |
Bana söylediğin şekilde oraya yalnız gireceğim. | Open Subtitles | أنا سأدخل هناك لوحده، مثلك تماما أخبرني إلى. |
Sadece içeri gireceğim, sonra bir an titreme olacak, ve muzaffer olarak çıkacağım. | Open Subtitles | سأدخل لوهلةٍ، وسيرتعد المكان للحظات، ثم سأعود منتصراً. |
Bak, çok dersinin olduğunu biliyorum bu nedenle hemen konuya gireceğim. | Open Subtitles | انظري, أعلم ان لديكِ الكثير من العمل المدرسي, لذا سأدخل تماماً في الموضوع. |
Hemen konuya gireceğim. | Open Subtitles | لن أخرج عن الموضوع يا رجل سوف أدخل في صلب الموضوع مباشرة لأني أعلم أنك رجل مشغول |
İşte planım bu. Âmâ adamın bahçesine gireceğim ve köpeği çalacağım. | Open Subtitles | إذن، هذه خطتي، سأقتحم ساحة الرجل الأعمى وأخطف الكلب. |
Ben hapse gireceğim, siz de dostça bir vasiyle mutlu yaşayacaksınız. | Open Subtitles | , بعدها سيتم القبض على وأدخل السجن , وستيعشوا سعداء بقية حياتكم مع وصى أخر |
Meşgulsünüzdür direkt mevzuya gireceğim. | Open Subtitles | فانا اعرف مدى انشغالك لذا سادخل في صلب الموضوع |
Eğer bilmek istiyorsan haftaya emlâk ruhsatı sınavına gireceğim bu sefer başaracağıma dair içimde harika bir his var. | Open Subtitles | ،للعلم سأخوض إختباراً للحصول على رخصة عقاريّة ولديّ شعور إيجابي بخصوص ذلك هذه المرة |
Uçağı kaçırmaktan endişe ettiğin için hemen konuya gireceğim. | Open Subtitles | بما أنّكِ تبدين قلقة على رحلتكِ، فسأدخل صلب الموضوع فوراً |
Az sonra uyanık bir açık kalp ameliyatına gireceğim. | Open Subtitles | سوف أشترك في جراحة قلب مفتوح بينما المريض مستيقظ |
Bir striptiz kulübünün arka odasına nasıl gireceğim peki? | Open Subtitles | و كيف يفترض بي أن أدخل بالغرفة الخلفية لملهى عراة؟ |
Kuyruğa öğleden sonra gireceğim. | Open Subtitles | أَدْخلُ خَطَّ ظهراً. |
Neyse. Onun kılığına gireceğim ve Konoha'yı istila edeceğim. | Open Subtitles | اوه ,سأستعير شكله وسأدخل كونوها |
Yani ben bu küçük delikten mi gireceğim? | Open Subtitles | إذا أدخل من تلك الحفرة الصغيرة إلى منطقتي؟ |
- Direk konuya gireceğim. | Open Subtitles | سوف ادخل فى صلب الموضوع مباشره |
Hayır, o madene gireceğim, o kömürü küreyeceğim ve iki çizik ben de alacağım. | Open Subtitles | لا، سوف أذهب إلى ذلك المنجم وسأجرف ذلك الفحم وسأحصل على قطعتين بمفردي تماماً |