Her nereye gitmek istiyorsan. Riviera'ya gitmek istersen? Oraya gideriz. | Open Subtitles | سنذهب الي أي مكان تريدينه هل تريدين الذهاب الي الريفييرا؟ |
Eger gitmek istersen sana elimi uzatiyorum. | Open Subtitles | أقدم لك ذراعي ثانية إذا كنتي تريدين الذهاب |
Şehre ne zaman gitmek istersen seninle gelirim. | Open Subtitles | إن أردت الذهاب إلى البلدة يا شيبستيد فسأرافقك متى شئت |
Rock konserine gitmek istersen benim için sorun değil. | Open Subtitles | حسناً، إذا أردتِ الذهاب إلى حفلة روك، لا أمانع. |
Sözümü bitirdiğimde hala gitmek istersen, seni kalmaya zorlamayacağım. | Open Subtitles | إذا أردت المغادرة بعد أن أنهي كلامي لن أجبرك على البقاء |
Bu tarafa gitmek istersen, bu yöne çekeceksin bu tarafa gitmek istersen, bu yöne çekeceksin, düz gitmek istersen atı mahmuzla ve sıkı tutun, tamam mı? | Open Subtitles | واذا اردت الذهاب في هذا الاتجاه تجذب الي هذا الاتجاه واذا اردت المضي مستقيما تركل الحصان وتتشبث به |
Bak, eğer yakalanırsan kovulursun, ya da daha kötüsü yani eğer gitmek istersen kimse seni suçlamaz. | Open Subtitles | إسمعي، إذا ما ألقي القبض عليك هنا ستتعرضين للطرد، أو ما هو أسوأ لهذا لن يلومك أحد إذا كنت تريدين الرحيل الآن |
Bir görüşmeye veya başka bir yere gitmek istersen... | Open Subtitles | ان كنت تودين الذهاب الى اجتماع او ما شابه |
gitmek istersen, yarın yola çıkabilirsin. | Open Subtitles | ستكون في طريقك لانجلترا غدا إذا كانت لديك الرغبة للذهاب |
Nereye gitmek istersen götürürüm seni. Açıkçası, tavanı güzel bir yer olmalı. | Open Subtitles | سأخذكِ إلى أي مكان تريدين الذهاب إليه ومن الواضح أنني كنت سأختار مكان بسقف جميل.. |
Erkenden gitmek istersen, bugün yoğun bir iş stresi yaşadığını söyleyebiliriz. | Open Subtitles | إذا كنت تريدين الذهاب مبكرا، أعتقد أنه يمكن إعتبار اليوم كإجهاد في العمل |
Kasabaya gitmek istersen benim için sorun olmadığına karar verdim. | Open Subtitles | لذا قررت انك لو تريدين الذهاب للمدينة, انا موافق |
Bir kişilik daha yer var, Eğer Aspen'e gitmek istersen. Bunu da nereden buldun? | Open Subtitles | هناك مكان واحد باقي ,اذا أردت الذهاب الى آسبن. |
Biraz pahalı. Ama gitmek istersen katılırım. | Open Subtitles | إنه غالي قليلاً لكن إن أردت الذهاب فأنا جاهزة |
Neyse, öğle yemeğim iptal oldu ve şu an boşum. Şimdi gitmek istersen... | Open Subtitles | بأي حال ألغي الغداء وأنا غير منشغلة لو أردت الذهاب الآن |
Eve gitmek istersen gidebilirsin. | Open Subtitles | تعرفين، لا بأس لو أردتِ الذهاب إلى البيت. |
Oyunculuk okuluna falan gitmek istersen bu kesinlikle parasını ödeyeceğim bir şey olur. | Open Subtitles | إذا أردتِ الذهاب لمدرسة التمثيل. هذا عمل سأدفع من أجله بالتأكيد. |
Kesinlikle anlıyorum, eğer şimdi gitmek istersen, benim için sıkıntı yok. | Open Subtitles | وأنا أتفهم ذلك كلياً، لذا لو أردت المغادرة الآن، فأنا لا أمانع |
Eğer gitmek istersen, bunu anlarım, Chance. Arkada bir çıkış kapısı var. | Open Subtitles | إن أردت المغادرة الآن (تشانس) سأتفهم هناك مخرج في الخلف |
Ama işemeye gitmek istersen, bir araba lazım. | Open Subtitles | لكنك بحاجة لتوصيله إذا اردت الذهاب إلى الحمام |
Sonra gitmek istersen çekip gidersin. | Open Subtitles | .. واذا اردت الذهاب بعيدا بعدها . تستطيع الذهاب |
- Ama gitmek istersen git. | Open Subtitles | ولكن إن كنت تريدين الرحيل ارحلي |
Bir yerlere gitmek istersen, bunun hakkında konuşabiliriz. | Open Subtitles | إذا كُنتِ تودين الذهاب إلى مكان ما ، يُمكننا التحدث بشأن الأمر |
gitmek istersen, yarın yola çıkabilirsin. | Open Subtitles | ستكون في طريقك لانجلترا غدا إذا كانت لديك الرغبة للذهاب |
Elbette gitmek istersen, bunu kendi başına yapman gerek. | Open Subtitles | بالطبع، إن أردتي الذهاب بإمكانك الذهاب بمُفردك. |
-Sana yeni iş bulacaklar. gitmek istersen, hastasın. | Open Subtitles | وأذا أردت الرحيل ستصبح مريضاً |
Bak, buradan gitmek istersen, gideriz. Ben iyiyim. | Open Subtitles | اذا اردت الرحيل من هنا سنرحل |