Bir dakika içinde nedenini anlayacaksınız, çünkü Eileen'e görmeye gittiğim zaman, inşa etmek istediğimi söylediğim şeydi bu. | TED | سنعرف لماذا هذا خلال دقيقة، لأنني عندما ذهبت للقاء آيلين، هذا ما قلت أنني أريد بناءه. |
Ve bir keresinde de lunaparka gittiğim zaman... | Open Subtitles | كانت هناك تلك المرة الأخرى عندما ذهبت الى مدينة الملاهي |
gittiğim zaman, çocuğunu uykuya yatırmadan huzuru bulmuş... bir anne bırakabilmiş oldum mu? | Open Subtitles | عندما ذهبت هل أعطيت الأم مزيداً من العمل المهدئ قبل أن تضع طفلها للنوم ؟ |
Tuvalete gittiğim zaman, olanlardan gurur duyuyorum. | Open Subtitles | عندما أذهب للحمام أنا أحب أن أكون فخوراً بما يحدث |
Oraya gittiğim zaman şaşırtıcı bir boşluk duygusuna düşerim. | Open Subtitles | عندما أذهب الي هذه الاماكن يغمرني أحساس مدهش بالفضاء |
gittiğim zaman bir Shinobi olacağım, ama bu meydan okumayı kabul etmeliyim. | Open Subtitles | *عندما أرحل ، سأكون *شينوبى ولكن لابد أن أقبل هذا التحدى |
Bu iyi. gittiğim zaman bizden kimse görmek istemiyorum. Herkesi uzakta tutun. | Open Subtitles | عندما اكون معهم ، لا اريد ان ارى اي شخص من فريقنا |
Oraya gittiğim zaman çok geçti. | Open Subtitles | بالطبع حين وصلت لهناك كان قد فات الأوان |
Benim o. gittiğim zaman ona verdim. | Open Subtitles | إنّه لي , لقد أعطيته لها عندما ذهبت لأنهاكانتتشعربالبرد. |
Hastaneden çıkıp, deniz kenarına gittiğim zaman mı? | Open Subtitles | عندما ذهبت الى الشاطئ بعدما خرجت من المستشفى؟ |
18 yaşındayken Las Vegas'taki Nevada Üniversitesi'ne gittiğim zaman, Pop yıldızlığı 101 diye bir dersin olmadığını, hatta o alana yönelik bir bölüm dahi bulunmadığını görünce çok şaşırmıştım. | TED | و عندما ذهبت الى الكلية في جامعة نيفادا في لاس فيغاس عندما كنت في الثامنةعشرة صدمت لمعرفتي انه لم يكن هناك صف نجم بوب او حتى برنامج شهادة بهذا الخصوص |
Ben Paris'e gittiğim zaman yemekleri kayın biraderimde yerim. Lokantadan daha ucuza gelir. | Open Subtitles | عندما ذهبت إلى "باريـس" , أكلت عند نسيبى , كان أرخص |
Oraya gittiğim zaman da sekreteri bana engel oldu. | Open Subtitles | عندما ذهبت لهناك سكرتيرته أعاقتني |
Pekâlâ, geçen gün evine gittiğim zaman mahkemeye çağırmak için, orada... | Open Subtitles | كل الحق، عندما ذهبت فوق إلى شقته في اليوم الآخر... للحصول منه الحضور إلى المحاكمة، هناك... |
Bu fotoğrafı Baffin Adası’nın kuzey uç noktasında bir takım İnuit fertleriyle denizgergedanı avlamaya gittiğim zaman çekmiştim. Bu adam, Olayuk, bana büyükbabası hakkında muhteşem bir hikaye anlatmıştı. | TED | هذه صورة التقطتها في الطرف الشمالي لجزيرة بافن عندما ذهبت للصيد مع بعض الإنويت وهذا الرجل، "أولايا"، أخبرني قصة رائعة عن جده |
Daha önce hiçbir infazda bulunmadım ama normalde bir cenazeye gittiğim zaman ya da hastanede biri ölmüşse ruhlarını görürüm. | Open Subtitles | لم أحضر عملية إعدام من قبل، لكن الطبيعي عندما أذهب إلى جنازة، أو أزور أحا ما بالمستشفى |
Üniversiteye gittiğim zaman özlemeyeceğim bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيئاً واحداً لن افتقده عندما أذهب إلى الجامعة. |
Ben gittiğim zaman, genelde kör kütük sarhoş olup tramvaya binerim. | Open Subtitles | عندما أذهب إلى هُناك عادةً فأنا أثمل وأركب التلفريك. |
gittiğim zaman bir Shinobi olacağım, ama bu meydan okumayı kabul etmeliyim. | Open Subtitles | *عندما أرحل ، سأكون *شينوبى ولكن لابد أن أقبل هذا التحدى |
Bu iyi. gittiğim zaman bizden kimse görmek istemiyorum. Herkesi uzakta tutun. | Open Subtitles | عندما اكون معهم ، لا اريد ان ارى اي شخص من فريقنا |
Oraya gittiğim zaman iş işten geçmişti. | Open Subtitles | بالطبع حين وصلت لهناك كان قد فات الأوان |