Böylece, dinleme sayesinde ölçüsü,neden yapıldığı, hatta kaç yaşında olduğu gibi evrenin bazı en önemli gizemlerini ortaya çıkardık. | TED | وبالتالي، فإنه من خلال الاستماع إستطعنا كشف بعض أهم أسرار الكون -- مثل الحجم, ومما يتكون وحتى عمره الزمني. |
Mesleğime, bilimin araçlarını kullanarak, ormanın gizemlerini anlamaya çalışarak başladım. | TED | لقد بدأت مسيرتي مع محاولة لفهم أسرار الغابات مع أدوات العلم. |
Buraya Kung Fu'nun gizemlerini öğrenmek için geldin, dilbilim değil. | Open Subtitles | أنت هنا لتعلم أسرار الكونغ فو وليس لتعلم اللغة |
Dünyanın her yerinde harika meslektaşlarım var bu derin yer altı dünyasının gizemlerini kırmak istiyorlar. | TED | لدي زملاء مدهشون حول العاالم الذين ينحتون ثقبًا في جدار ألغاز هذا العالم السحيق تحت سطح الارض. |
Bazen buradayken bu duvarlara bakıyorum da evrenin gizemlerini çözebilecekmişim gibi geliyor. | Open Subtitles | أحيانا عندما أكون هنا وأنظر إلى هذه الجدران أشعر كما لو أنه من الممكن حل ألغاز الكون |
Mağaranın gizemlerini çözmeye en az benim kadar heveslisin. | Open Subtitles | أنت متشوق مثلي تماماً لتحل أسرار هذا الكهف |
Bu arayış, hayatın gizemlerini çözme ihtiyacı. | Open Subtitles | هذا التساؤل , هذه الحاجة لحل أسرار الحياة |
Bu arayış, hayatın gizemlerini çözme ihtiyacı. | Open Subtitles | هذا التساؤل , هذه الحاجة لحل أسرار الحياة |
Bu arayış, bu hayatın gizemlerini çözme ihtiyacı. | Open Subtitles | هذا التساؤل , هذه الحاجة لحل أسرار الحياة |
Bu arayış, bu hayatın gizemlerini çözme ihtiyacı. | Open Subtitles | هذا التساؤل , هذه الحاجة لحل أسرار الحياة |
Bir zamanlar "boşluk" olarak düşündüğümüz, tüm evrenin en derin gizemlerini barındırıyor gözükmekte. | Open Subtitles | ما كنا نظن ذات مرة كفراغ يَبدو الآن انه يحمل بداخله، أعمق أسرار الكون بأكمله. |
Yıldızlar arası uzay seyahatimizle birlikte eminim ki doğanın en derin gizemlerini ortaya çıkartacağız. | Open Subtitles | بينما نسافر عبر النجوم فى الفضاء فأننى واثق أننا سنكتشف أعمق أسرار الطبيعة |
Bir çocuğun anlayışlı kalbi, en karanlık yerlerin gizemlerini kavrayabilir. | Open Subtitles | ذكاء الأطفال قد يعرف أسرار الكثير من الأماكن المظلمة |
Bilim insanları doğanın gizemlerini çözmek için hala X-ışınları gibi güçIü ışık kaynaklarını kullanıyor. | Open Subtitles | والعلماء ما زالو يستخدمون مصادر ضوء قوية مثل الأشعة السينية لفتح أسرار الطبيعة. |
Fizik, uzaydaki cisimlerin hareketini inceleyen bilim dalıdır ve evrenin gizemlerini açığa çıkartabilir. | Open Subtitles | الفيزياء هي دراسة حركة الأجسام في الفضاء ويمكنها معرفة أسرار الكون. |
Evrenin gizemlerini keşfetme hayalleri kuran genç bir Yahudiyken çok sayıda ilham verici öğretmenim olduğu için şanslıydım. | Open Subtitles | كرجل يهودي شاب مع أحلام اكتشاف أسرار الكون كنت محظوظا |
Bu ölümlü topraklarda nalları dikmeden önce ölüm ile yaşamın gizemlerini keşfedersiniz, değil mi? | Open Subtitles | مؤكد أنك ستحل ألغاز الحياة والموت قبل أن تغادر هذا العالم الفاني، صحيح؟ |
Kadın aklının gizemlerini çözmeye başlayacaksak daha sert içkiler içmeliyiz. | Open Subtitles | إذا كنا سنبدأ في كشف ألغاز المنطق الأنثوي فنحن بحاجة الي مشروبات أقوى |
İlk kez vücudun hareket halindeyken nasıl çalıştığını görüyor ve bazı içsel çalışma gizemlerini fanilalı adamdan sayısız hayvana kadar her şeyi araştırabiliyoruz. | Open Subtitles | للمرة الأولى، يمكننا مشاهدة آلية عمل الجسم بالتفصيل أثناء الحركة وبإستطاعتنا حل بعض ألغاز المسائل الباطنية لشتى المجالات ابتداءاً من رجل يرتدي سترة تحتية |
Rosetta, bilimin bazı derin gizemlerini çözmeye çalışacak. | Open Subtitles | سيحاول "روسيتا" حل إحدى أكبر ألغاز العلم |
Perseus ve Medusa hikâyesini ortaya çıkaran insanların, yani hayatın gizemlerini efsanelerle açıklayamaya çalışan antik Yunanlıların dünyasına açılan bir penceredir. | Open Subtitles | على القوم الذين ابتدعوا قصة (بيرسيوس) و(ميدوسا). الإغريقيون الذين استخدموا الأساطير لتفسير ألغاز الحياة. |