ve üçüncüsü: penceresindeki çubuklara sıkışıp kalmış gizemli bir yabancı. | TED | والثالثة: كائن غريب غامض عالق والقيام بالضغط على قضبان النافذة. |
Yoksa gizemli bir şekilde takımdan vazgeçen yıIdız oyuncu gibi mi? | Open Subtitles | مثل لاعب خلف الوسط الذي بشكل غامض تْركُ فريقُ كرةَ القدم؟ |
Uzaya yolculuk yapacaksınız, ve gizemli bir yere ama eve çok yakın. | Open Subtitles | وعليكم أن تسافروا إلى الفضاء، وإلى مكان غامض ولكنه قريب من المنزل. |
Tanrı'nın gerçekten gizemli bir şekilde çalıştığına inandığımı söylesem yeter. | Open Subtitles | دعنا نكتفي بالقول أنني أؤمن بأن الله يساعدنا بطرق غامضة.. |
Elimde, aracın şaşisinde bulduğum kocaman gizemli bir kas parçası var. | Open Subtitles | هنا ، وجدت هذه القطعة من عضلة غامضة محشورة فى العجل |
Şey... Bir aşk hikayesinden daha çok gizemli bir hikaye gibi. | Open Subtitles | حسناً, إنّها قصة لغز أكثر من أن تكون قصة حب |
Son konuşmamızda, bir tür bilgiyi izlemek hakkında gizemli bir şey söylemişti. | Open Subtitles | في آخر مرة تحدثنا، قال شيء غامض عن انه يتبع أثراً ما |
gizemli bir şey, belki incir çekirdeği kadar önemsiz gözükse de bu şey bilinen evrendeki en marifetli kodlama. | Open Subtitles | إنه شيء غامض ربما يكون شيئاً عادياً أن ننظر إليه لكن هذا الشيء هو أذكى شفرة في الكون المعلوم |
Bir o, bir de gizemli bir adam bir şüphelinin evinde belirirse defetmeden önce ona bir kaç soru sormalıyız. | Open Subtitles | واذا كان رجل غامض دخل بيت مشتبه به ينبغى علينا ان نسئلها بعض الاسئلة قبل ان نرسله الى عيد ميلاده |
gizemli bir hastalıktan kafayı yemiş halde yalnız başıma ölüp gideceğim. | Open Subtitles | أنا سوف أموت من مرض غامض بمؤخرة غاضبة مليئة بالحشرات ووحيدة |
Ev arkadaşı Andrea'nın bir adamla buluşacağını söyledi, gizemli bir mesele içinmiş. | Open Subtitles | قال زميلتها بالسكن أن أندريا كانت تواعد رجل جديد يوجد شيء غامض |
Downtown Merkezinde dün gece gerçekleşen bir tutuklamanın gizemli bir şekilde kaybolduğunu söyledi. | Open Subtitles | والذي حدث ليلة البارحة في مركز شرطة مركز المدينة قد اختفى بشكل غامض |
Antimadde hakkında oldukça gizemli bir şey var: Etrafta olması gerekenden çok daha az antimadde mevcut. | TED | وهناك أمر غامض جدًا عند الحديث عن المادة المضادة: فهي توجد بكميات أقل بكثير عما ينبغي أن تكون عليه. |
Pastanın geri kalanı son derece gizemli bir cisim olan "karanlık enerji". | TED | تكملة الرسمة عبارة عن شيء غامض جدا يسمى الطاقة المظلمة. |
Sahtekârlık çemberinde Dante, çemberin en sıcak alevlerinde yanan gizemli bir günahkâr ile sohbet eder. | TED | وفي دائرة الاحتيال، يتحدث دانتي مع آثم غامض يحترق في أشد نيران الدائرة اشتعالًا. |
Ancak oraya vardığında, amcasının gizemli bir şekilde öldüğünü ve arsadaki bir mozoleye gömüldüğünü öğrenir. | TED | لكن بمجرد وصوله إلى هناك، وجد أن عمه قد توفي في ظروف غامضة وتم دفنه في ضريح في الملكية العقارية. |
İlerleme bizi yükselten gizemli bir güç veya bir tartışma platformu değil. | TED | التقدم ليس قوة غامضة أو جدلية ترفعنا عاليا. |
Evren, karanlık enerji denilen gizemli bir itme kuvveti tarafından gittikçe büyüyor ve hızlanıyor. | TED | الكون يتمدد ويتمدد وبشكل أسرع وأسرع مدفوعا بقوة غامضة طاردة تدعى الطاقة المظلمة. |
Ayrıca gizemli bir karakter yarattı ve eserinin anlamına dair yapılan her tür spekülasyounu reddetti. | TED | لقد أبقى شخصيته غامضة للعلن، ورفض تأكيد أو إنكار أي تخمين يخص معنى أعماله الفنية. |
Yine de geliyorsun ama. Sanki gizemli bir kutu gibisin, özellikle paketlenmiş kaşmirle falan sarılmış türden. | Open Subtitles | رغم هذا لازلت تتبعني, وكأنك لغز مُغطى تفسيره |
Yasak ilişkilerin o geçici hatıralarına dalıp sonra da gecenin karanlığına karışan gizemli bir yabancı gibi. | Open Subtitles | الشخص الغريب الغامض الذي ينام معها للقليل من الحظات المسروقة من المتعه المحرمه وبعد ذلك يختفي في الليل |
Her zaman gizemli bir şeyin kendini benden sakladığını hissettim. | Open Subtitles | لقد شعرت عادة أن هنالك شيئاً غامضاً يخفي نفسه عني |
gizemli bir banka işlemi, silah gerektirecek kadar tehlikeli bir anlaşma bana öyle geliyor ki, kardeşiniz bildiğinden fazlasına tanık olmuş gibi. | Open Subtitles | مُعاملات ماليّة غامضة، صفقة خطيرة جداً لدرجة احتياجه إلى مُسدّس. يبدو لي أنّ هُناك الكثير من الغموض يُحيط بشاهد أختكِ الرئيسي ممّا تعرفه. |
Diyelim ki ortada bir kadın, gizemli bir kadın var kadın mı erkek mi olduğu kadar gizemli. | Open Subtitles | ويقولون هناك امرأهامرأه غامضه وكما هو الحال في الامر الغامض اذا كان رجل او امراه |
Bu işin gizemli bir tarafı yok. | Open Subtitles | لا يوجد أيّ سرّ كبير هنا. |
gizemli bir güç tarafından kaçınılmaz bir şekilde bükülmez. | TED | ولا ينثني حتمًا تحت تأثير بعض القوى الغامضة. |
Evet, ama katıldığı yarışmada kazanmasının tek nedeni kraliçenin gizemli bir şekilde zehirlenmesiydi. | Open Subtitles | نعم , لكن عندما شاركت في المسابقه كان السبب الوحيد في فوزها هو ان الفائز تعرض الى تسمم غذائي اين بيزارو من هذا؟ |