| - Bay Gold'un en büyük müvekkillerinden eşinin kampanyasına bağışçı olmasının haricinde. | Open Subtitles | بعض عملاء السيد غولد المهمين أصبحوا مؤخرًا متبرعين في حملة زوجته الانتخابية |
| Madame Gold'un tepkileri ve Kumandan Chantry'nin kıskançlık krizleri size Douglas Gold'un Kumandan'ın eşi Valentine'a aşık olduğunu düşündürdü. | Open Subtitles | كانت فقط ردود فعل السيدة "غولد", والغيرة المثارة للسيد "شانتري" وهذا ما جعلنا نعتقد أن "دوغلاس" و "فالنتين" مغرمان |
| Ama Bay Gold'un kriz yönetimi müvekkiline siyasi bir kampanyaya katkı sağlaması için karşılık olarak teklif etmesi, bu yasadışıdır. | Open Subtitles | ولكن أن يعرض السيد غولد تخفيضًا لعميل أتاه لإدارة أزمة مقابل أن يتبرع لحملة سياسية |
| Bay Gold'un kampanyalarının oldukça belirgin oldukları göz önüne alındığında, ...bilgi için Adalet Bakanlığının doyumsuz açlığını nasıl gidereceğini bilmek istiyoruz. | Open Subtitles | ولكن بما أن حملات السيد غولد الانتخابية ذائعة الصيت، فنحن نريد أن نعرف كيف نشبع شهية وزارة العدل |
| Ama Eli Gold'un kampanyanızda bulunmadığını söylediniz. | Open Subtitles | ولكنك قلت أنك عزلت إيلاي غولد من منصبه في الحملة |
| Eli Gold'un hattından onu yakaladım. | Open Subtitles | وصلتُ إليها من هاتف إيلاي غولد أهلاً يا أليشا. |
| Bay Gold'un bu bilgileri nasıl elde ettiğini bir kenara bırakırsak soruşturma kurulundaki bir kişinin, bu davaya kuşkulu bir şekilde yaklaştığını düşünüyor. | Open Subtitles | دون الضغط على سيد غولد حول كيفية اطلاعه على هاته الحقائق فهو يعتقد انه هناك عضو واحد من هيئة المحلفين |
| Şimdiye kadar Jonathan Gold'un 100 önemli yer listesinden dokuz tanesinde yemek yedim. | Open Subtitles | حتى الآن، أكلت في 9 من الأماكن المئة الواردة بقائمة "جوناثان غولد" الأساسية. |
| Sen seçebilirsin. Bay Gold'un önemli 100 yer listesinde olmak zorunda bile değil. | Open Subtitles | يمكنك اختيار المكان، وليس ضرورياً حتى أن يكون من قائمة "غولد" للمئة الأساسية. |
| Ve o şişe de Bay Gold'un o akşam yemeğinde giydiği ceketin cebinde bulundu. | Open Subtitles | والذي تم اكتشافه في جيب معطف السيد "غولد " |
| O da içti, ve sonra o karmaşada, zehir şişesini Douglas Gold'un cebine bıraktı. | Open Subtitles | وقد شربته ثم حصلت تلك الفوضى وقد وضع السم في جيب السيد "دوغلاس غولد" |
| Bay Gold'un bana şimdi neden çok soğuk davrandığını biliyor musunuz? | Open Subtitles | هَلْ أقترفتِ ! أتعرفين لماذا سيد (غولد) غير مبالي لي الآن |
| Bay Gold'un kriz yönetimi ile ilgisi yok. | Open Subtitles | ليس له أي علاقة بإدارة السيد غولد للأزمات- ما عدا أن- |
| Buraya Eli Gold'un dosyalarına el koymaya geldik. | Open Subtitles | نحن هنا لمصادرة ملفات إيلاي غولد |
| Bizzat şahsen Eli Gold'un oyları satın aldığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا شخصيًا أعرف أن إيلاي غولد كان يشتري الأصوات" |
| Eli Gold'un oyları satın aldığını şahsen kendim biliyorum. | Open Subtitles | "أنا شخصيًا أعرف أن إيلاي غولد يشتري الأصوات" |
| O da, Bay Gold'un yaşlıların transferine karşılık hizmetlerinde indirim yapmasıymış. | Open Subtitles | أن السيد غولد سيخصم من تكاليف خدماته مقابل نقل المسنين- هذا ليس صحيحًا- |
| - Daha çekici hale getirmede Bay Gold'un düşünceleri nelerdi? | Open Subtitles | -وما كانت أفكار السيد غولد في هذه "التحلية"؟ |
| Onun yerine kampanya yöneticisi olduğum için, Eli Gold'un benle sıkıntıları vardı. | Open Subtitles | كانت لدى "إيلاي غولد" مشاكل معي لأنني استبدلتُه كمدير للحملة |
| Hâlâ yumruğumu kullanabilirim. Gold'un da hâlâ bir burnu var. | Open Subtitles | {\pos(190,200)}لديّ خطّة، فما تزال لديّ قبضة وما زال لـ(غولد) أنف |