| Birçok siyah rengi seviyorum, birçok griler ve ona benzer şeyler. | TED | أحب الكثير من الألوان السوداء، الكثير من الرمادي وأشياء من هذا القبيل. |
| Biz bu birliğin bir parçasıydık griler için döğüşmekten başka seçeneğim yoktu . | Open Subtitles | نحن كنّا جزء من الإتحاد بنفس الطريقة لم يكن لنا إختيار إلآ للقتال من أجل الزي الرمادي |
| Hâlâ Carol ve Bill'le birlikte yaşıyoruz ve saçlarımda griler çıkmaya başladı. | Open Subtitles | مازلنا نعيش مع "كارول" و"بيل" و وطبقات الرمادي الداكن بدأت تأثر بي |
| Çok griler. | Open Subtitles | إنها رمادية جداً |
| Ama griler ve gölgeler... | Open Subtitles | ولكن رمادية والظلال ... |
| griler. | Open Subtitles | رمادية... |
| - griler içinde harika görünürsün. | Open Subtitles | ستبدو أنيقاً بـ اللون الرمادى |
| griler içinde büyüleyici görüneceğini biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم أنك ستكون أنيقاً بالون الرمادي |
| Her zaman griler içinde güzel görünürdün. | Open Subtitles | لطالما بدوتَ جيداً في اللون الرمادي |
| Hatta zeytin ağaçlarındaki griler bile ışıl ışıldı. | Open Subtitles | حتى الرمادي باشجار الزيتون كان يلمع. |
| Dünyamız griler ve gölgelerden oluşuyor. | Open Subtitles | عالمنا هو عالم من الرمادي والظلال. |
| Şu çirkin griler olmadan bellissima. | Open Subtitles | جميلة بدون اللون الرمادي |