Diplomatlarıma tüm bu gruplarla konuşmaları talimatı verildi. | TED | الان لدي موظفيّ الدوبلماسيين تعليمات بأن يتحدثوا مع تلك المجموعات |
Şimdi bir de bu yönden bakın: Kendi grubunuz içinde ve başka diğer gruplarla rekabet içerisindesiniz. | TED | لذا فكروا فيها بالشكل التالي: هناك منافسةٌ تحدث بداخل كل مجموعة وبين المجموعات بعضها. |
Çok sayıda insanın, apaçık soruların ve ölçülebilir cevapların olduğu anketlere alınması yerine araştırmacılar bireysel görüşmelerle, bazen küçük gruplarla, kişilerin daha açık tartışmalara dahil edildikleri mülakatlar yürüttüler. | TED | بدلا من أخد تصويت عدد كبير من الناس مع أسئلة واضحة وإجابات قابلة للقياس الكمي، أجرى الباحثان مقابلات شخصية، أحيانا في مجموعات صغيرة، مع إشراكهم في مناقشات أكثر انفتاحا. |
Ben gruplarla iyi değilim. Sadece bir kaç ipucuna ihtiyacım var yani... Başkalarının böyle sorunları var mı? | Open Subtitles | لا اريد مجموعات بل اريد بعض النصائح , هل هناك من يعاني مشكلتي ؟ |
Bizim için ne gibi ilginç sorular olabilir ki dağınık gruplarla olan ilişkimiz hakkında? | TED | كيف يمكننا التفكير بشكل مختلف حول علاقاتنا بمجموعات متفرقة من الناس؟ |
Scott, bunun sayesinde diğer direnişçi gruplarla irtibat kurabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | سكون يظن أنه بإمكانه أن يستخدمه ليتصل بمجموعات المقاومة |
Ruslar'ın, başka tehlikeli gruplarla da işleri var. | Open Subtitles | الروس يديرون أعمالاَ مع جماعات خطرة |
David'in kötü gruplarla maddi bağları olduğu gibi bir hikaye uydurmuş. | Open Subtitles | لقد أختلق تلك القصة السخيفة عن ان "دايفيد" لديه روابط مالية مع جماعات شريرة |
Bilgisayar ve gruplarla uygulama yaptığımda ortalama puan yüzde 76 idi. | TED | متوسط الدرجات التي حصلوا عليها باستعمال أجهزة الكمبيوتر والمجموعات كان 76 في المئة. |
Yani, biz soldakilerin önemli olduğunu düşündüğümüz gruplarla empati kurmak önemli. | TED | لذلك فمن المهم التأكيد مع المجموعات التي نعتقدُ نحنُ في اليسار أنها مهمة جدًا. |
Elbette toplumsal gruplarla tanınmak insan hayatının önemli ve sağlıklı bir tarafıdır. | TED | لا شك أن التعرف على المجموعات الاجتماعية يُعتبر جزءاً أسياسياً وصحياً في حياة الإنسان. |
gruplarla takılan kızlardan biriyim sadece. | Open Subtitles | لزقة هي فتاة عادة ما تأتي بها مع المجموعات. ومن هنا تأتي كلمة. |
...bu gruplarla bağlantılı birinin aradığımız adam olup olmadığını söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | أخبريني إذا كان أي شخص يرتبط مع هذه . المجموعات يُمكن أن يكون الرجل الذي نبحثُ عنه |
- Aşırıcı gruplarla bilinen bir bağlantısı yok. | Open Subtitles | لا توجد صلة معروفة مع أي مجموعات متطرِّفة |
Kaşif gruplarımızın bulabildiği kadar olan hayatta kalan gruplarla iletişim kurmak için son bir yılı bir iletişim ağı kurmak için geçirdik. | Open Subtitles | لقد قضينا السنة الماضية محاولين أنشاء شبكة إتصالات مع ما نجى من مجموعات المقاومة |
Hava saldırılarından kaçmak için kadın ve çocuk içeren küçük gruplarla seyahat ediyor. | Open Subtitles | يسافر عادة مع مجموعات من النساء والأطفال لكي يتفادى الضربات الجوية. |
Onlar da, Teksas, Oklahoma hatta Kaliforniya'daki başka gruplarla irtibata geçmişler. | Open Subtitles | لكنهم اتصلوا "بمجموعات أخرى في "تكساس "أوكلاهوما" وحتى "كاليفورنيا" |
Muhtemelen isyancı gruplarla bağlantılı. | Open Subtitles | ربما لديه علاقة بمجموعات متمردين |
Biliyorum ki daha büyük gruplarla tanıştınız ama şimdi size iki sezon boyunca daha küçük bir firma ile çalışmanızın neden sizin için akıllıca bir hareket olacağını göstereceğim. | Open Subtitles | والآن,أنا أعرف أنكم التقيتم بمجموعات أكبر ولكننى على وشك أن أريكم لم العمل مع شركة ليست بالضخمة... والتى تُدار بواسطة إثنين مُحنكين مُحترفين هو أمر يُعد خطوة ذكية بالنسبة لكم |
Şiddet yanlısı gruplarla sorun yaşıyorlar. | Open Subtitles | هل هو؟ التعامل مع جماعات تخريبية خطيرة. |
Bütün projelerimizde esnaflarla ve yerel ticaret gruplarla yakından çalışıyoruz. Onlar alanlara bakıyorlar mobilyaların ve bitkilerin bakımını yapıyorlar. | TED | بجميع مشاريعنا , ومشاريع المساحات العامة نحن نعمل بالتعاون مع الشركات المحلية والمجموعات التجارية المحلية التي تحافظ على المساحة وتحرّك الاثاث الى الشارع وتهتم للنباتات |