Yaptığımla gurur duymuyorum ama bu sabah senin odada yalnızdık ve içine baktık. | Open Subtitles | لست فخوراً بهذا, لكننا كنّا لوحدنا هذا الصباح في غرفتك, و نظرنا في الداخل. |
Bundan gurur duymuyorum ama ne yapacağımı bilemedim. | Open Subtitles | .. انا لست فخوراً بذلك و لكنى لم أعلم ما أفعله غير ذلك |
Yapmam gereken bir şeydi. Bundan gurur duymuyorum. | Open Subtitles | لقد كان شيئاً ما يحتم علي فعله وأنا لست فخورة به |
Biliyorum. Yaptığımla gurur duymuyorum. Seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | أعرف، أنا لست فخور بما فعلته لم يكن لدي خيار |
Birkaç kişiden iyilik yapmasını istedim diyelim ki bundan gurur duymuyorum. | Open Subtitles | حسناً، دعينا نقول أنّني قلت لملبّي الأماني أشياء لستُ فخوراً بها |
Yaptığım şeyle gurur duymuyorum ama bunu gemideki herkesin iyiliği için yaptım. | Open Subtitles | أني لست فخورا بما فعلت ولكني فعلته لافادة جميع الأشخاص على السفينه |
gurur duymuyorum ama bildiğim kadarıyla suç değil. | Open Subtitles | لستُ فخورة بذلك، لكن حسب ما أعرفه، تلك ليست جريمة. |
Bundan gurur duymuyorum. Mutluluk verici değil ama birkaç kez kadınlarla yaşadım ve iki yılı bile bulmuyor. | Open Subtitles | أنا لست فخوراً بهذا أنا لست سعيداً بهذا و لكنني عشت مع نساء بضع مرات |
Dürüst olmak gerekirse bundan pek gurur duymuyorum. | Open Subtitles | لاكون صادقاً .. انا لست فخوراً جداً بهذا |
Dürüst olmak gerekirse bundan pek gurur duymuyorum. | Open Subtitles | لاكون صادقاً .. انا لست فخوراً جداً بهذا |
Bununla gurur duymuyorum. Kendi suçum olduğunun da farkındayım, aptalca davrandım. | Open Subtitles | لست فخورة بالأمر وأعترف بأنه خطئي وأنني كنت غبية |
Yaptığımla gurur duymuyorum, ama seni kaybetmek istemedim. Romantikmiş gibi gösterme olayı. | Open Subtitles | لست فخورة بما فعلته, لكني لم ارغب بخسارتك. |
Bununla gurur duymuyorum tabi, ama pek çok kez dükkan soymuştum. | Open Subtitles | لست فخورة بها الآن لكنني سرقت كثيراً ..على كل حال |
Biliyorum. Yaptığımla gurur duymuyorum. Seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | أعرف، أنا لست فخور بما فعلته لم يكن لدي خيار |
Demek istediğim, bundan gurur duymuyorum ama aynı zamanda utanmıyorum da. | Open Subtitles | انا اعني ما اقول انني لست فخور بهذا و لكنني لست خجلان ايضا |
Baban kendini küçük düşürdü ve davranışımla gurur duymuyorum. | Open Subtitles | والدك الهرمّ أحرج نفسه لستُ فخوراً قطّ بسلوكي |
Bundan gurur duymuyorum tabii ki, ama tüm yaptığım buydu. | Open Subtitles | لستُ فخوراً بذلك، لكن كان ذلك جلّ ما فعلت. |
Uzun zaman önceydi ve bununla gurur duymuyorum. | Open Subtitles | حصل الامر منذ فترة طويلة وانا لست فخورا ابدا بما فعلت |
Birini öldürdük. Pek gurur duymuyorum. | Open Subtitles | لقد قتلنا رجلاً لستُ فخورة بهذا |
Bak, Al, ...yaptığım şeylerden gurur duymuyorum. Saçma olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}،حسناً، اسمعي (آل)، لستُ فخورةً بسلوكي أعلم أنّه مثيرٌ للشفقة. |
Bunu söylemekten gurur duymuyorum, ama ilk yumruğu ben attım. | Open Subtitles | أنا لست فخورًا لإخبارك بهذا لكني أنا من لكمه أولًا |
Uyumak için ağladığımı söylemekten de pek gurur duymuyorum. | Open Subtitles | لا أشعر بالفخر باعترافي أني بقيتُ أبكي حتى نمت |
Bundan gurur duymuyorum. | Open Subtitles | ولست فخورا بذلك |
Bununla gurur duymuyorum ama hayatta kaldığım için özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | لَستُ فخور به، لكن لَستُ سَيَعتذرُ عن البَقاء. |
Kendimle gurur duymuyorum. | Open Subtitles | انا لست فخوره بنفسى |
Yaptığım şeyden gurur duymuyorum ben. | Open Subtitles | لستُ فخورا بما فعلت. |
Bunula gurur duymuyorum ama gerçek bu. | Open Subtitles | لستُ فخورًا بذلك، ولكنّها الحقيقة. |