Gyeongseong'a daha yeni geldiğini işittim. | Open Subtitles | هناك أنباء بأنها وصلت للتّو إلى جيونغسيونغ. |
Korkusuzların üyeleri de Şangay'a gitmek üzere Gyeongseong'tan ayrıldı. | Open Subtitles | يبدو أن أعضاء المقاومة سيغادروا جيونغسيونغ إلى شنغهاي. |
Bombanın Gyeongseong'a ulaşmasına engel olmalıyız. | Open Subtitles | يجب علينا منع وصول المتفجرات إلى جيونغسيونغ. |
Tek yapmamız gereken sağ salim Gyeongseong'a varmak. | Open Subtitles | نُريد فقط أن نصل بأمان إلى جيونغسيونغ,هذا كل شيء. |
Amacımız, elimizdeki patlayıcıları güvenli bir şekilde Gyeongseong'a ulaştırmak. | Open Subtitles | هدفنا هو جلب هذه المتفجرات إلى جيونغسيونغ بأمان. |
Yolda beklenmeyen bir durumla karşılaşsak bile bu kutunun muhakkak surette Gyeongseong'a ulaştırılması gerekiyor. | Open Subtitles | حتى إذا واجهنا أي أحداث غير متوقعة في طريقنا، هذا الصندوق يجب أن يصل بأمان إلى جيونغسيونغ مهما حدث. |
Gyeongseong istasyonundan ayrıldıktan sonra son buluşma noktamızda toplanıp görevi nihayete erdireceğiz. | Open Subtitles | بعد أن نُغادر محطة جيونغسيونغ بأمان، سنلتقي في نقطة تجمعنا المُحددة. |
Ayrı ayrı Andong'a gidip orada buluştuktan sonra Gyeongseong'a beraber gidecekler. | Open Subtitles | سيذهبون منفصلين إلى آندونغ و يلتقون في جيونغسيونغ سويًا. |
- Ekiple birlikte Gyeongseong'a gidenlerden biri. | Open Subtitles | إنهُ عضوًا من داخل المجموعة الذين يسافرون معًا إلى جيونغسيونغ. |
Gyeongseong istikametine gidecek olan trenimiz beş dakika içerisinde hareket edecek. | Open Subtitles | القِطار المُتجه إلى جيونغسيونغ سيُغادر خلال خمس دقائق. |
Gyeongseong istikametine gidecek olan trenimiz kalkmak üzere. | Open Subtitles | القطار المتجه نحو جيونغسيونغ سيغادر قريبًا. |
Zaten adamları yakalasak bile Gyeongseong'a kadar beklemek zorundayız. | Open Subtitles | في النهاية, يجب علينا أن ننتظر حتى نصل إلى جيونغسيونغ إذا وجدناهم. |
Böylece Gyeongseong'ta hepsini tek seferde yakalayabiliriz. | Open Subtitles | ثم بإمكاننا القبض عليهم بضربة واحدة في جيونغسيونغ. |
Gyeongseong'a gelip trenden indiğimizde buluşacağımız noktayı değiştirmeliyiz. | Open Subtitles | يجب علينا تغيير نقطة تجمعنا في جيونغسيونغ. |
Tedbir olarak Gyeongseong'taki buluşma noktamızı değiştirmek zorundayız. | Open Subtitles | لإتخاذ تدابير وقائية، نحنُ بحاجة، إلى تغيير وجهة الإلتقاء في جيونغسيونغ. |
Ağabey, izin verin de sağ salim Gyeongseong'a varalım. | Open Subtitles | أخي، ساعدنا بالوصول إلى جيونغسيونغ بأمان، حسنًا؟ |
Şimdilik Gyeongseong'a kadar sessizce beklemek zorundayız. | Open Subtitles | الآن، سيكون علينا أن ننتظر بهدوء حتى نصل جيونغسيونغ. |
Gyeongseong'a vardıktan sonra seni daha da tanımam. | Open Subtitles | عندما نصل إلى جيونغسيونغ, فأنا لا أعرفك. |
Kim Jang Ok'un ardından Korkusuzların çekirdek kadrosu Gyeongseong'a sızıyor. | Open Subtitles | الذين وصلوا مؤخرًا إلى جيونغسيونغ. |
Rong Seng Fotoğraf ve Antika Dükkânı/ Korkusuzların Gyeongseong'taki karargâhı | Open Subtitles | استديو يونغ سينغ للصور و التحف الأثرية - - نقطة التقاء المقاومة في جيونغسيونغ |