...ve o günden sonra deli bir daha hücresinden hiç çıkmadı. | Open Subtitles | و منذ هذا اليوم لم يخرج الرجل المجنون أبداً من زنزانته |
Fakat dün gece, Profesör Lloyd hücresinden kaçtı. | Open Subtitles | والدك فر من زنزانته ليلة البارحة ولا يمكنهم تحديد مكانه ، لابد أن هذه فعلته |
hücresinden doktorunu boğarak kaçmış. | Open Subtitles | هو بشكل واضح هرب من زنزانته و قام بخنق طبيبته |
Gardiyanlara para ver ve o deli orospu çocuğunun hücresinden kurtul. | Open Subtitles | فلتعطى الحراس رشوة حتى تخرج نفسك من زنزانة هذا المجنون القذر الأسود |
Fakat ben yanılıyorum aslında, Hür Doğmuş John Lilburne için yeryüzünde bir hapishane hücresinden daha rahat bir yer yoktur! | Open Subtitles | ولكني مخطئ بالطبع فإن المكان المفضل لك في الأرض هو زنزانة سجن |
Gözetiminiz altındayken nasıl olup da hücresinden kaçtığını çok merak ediyorum. | Open Subtitles | إنّي مُهتمّة في معرفة طريقة خروجه من تلك الزنزانة في فترة مُناوبتك. |
Hepiniz Dolly'yi hatırlıyorsunuz, tek bir memeli hücresinden geldi. | TED | جميعكم تتذكرون النعجة دولي، جاءت من خلية ثديية واحدة. |
Duyduğuma göre kendisi, orada kendi hücresinden daha fazla zaman geçiriyormuş. | Open Subtitles | فقد سمعت أنه يقضي وقتاً في القفص أكثر من زنزانته |
Dominguez'in bir daha hücresinden dışarı adım atamayacağından emin olmak için. | Open Subtitles | سنحرص على ألا يعتب دوميغيز خارج زنزانته مرة أخرى. |
Baban hücresinden bir casus şebekesi yönetmeye devam ediyor. | Open Subtitles | يكمل والدك إدارة حلقة التجسس المحظورة من زنزانته الخاصة |
14 Ekim'de hapishanedeki hücresinden bir anda kayboldu. | Open Subtitles | في أحداث الـ14 من أكتوبر لقد أختفى من زنزانته |
Yeşil Cüce İskeletor'a hücresinden kurtulması için yardım ediyordu. | Open Subtitles | العفريت الاخضر كان يحاول مساعدة سكيلتور ليهرب من زنزانته |
Prangalarından kurtulup hücresinden kaçabilmek için yapmış. | Open Subtitles | هو فعلها ليتملص من قيود يديه حتى يستطيع الهروب من زنزانته |
- O yüzden eğer oraya gidersen, hücresinden çıkmayacağını söyledi. | Open Subtitles | وهو السبب نفسه الذي قال لي أنه لو ظهرت هناك هو لن يغادر زنزانته |
Kardeşini hücresinden çıkarmaya çalışıyordun, ve çıkardın da, bana yalan söyliyerek. | Open Subtitles | كُنتِ تُحاولين إطلاق سراح أخيكِ من زنزانته وفعلتِ ذلك ، عن طريق الكذب علىّ |
Bu arada gözetiminiz altındayken nasıl olup da hücresinden kaçtığını da çok merak ediyorum. | Open Subtitles | ولكنّي مُهتمّة جداً في أن أعرف كيف خرج من زنزانة الحجز في فترة مُناوبتُك. |
Beni tutuklayabilirsin ama hapishane hücresinden sana yardımcı olamam. | Open Subtitles | يمكنك إعتقالي على ما أعتقد، لكن لايمكني مساعدتك من زنزانة سجن |
Hapishane hücresinden durum belki öyle görünüyor. | Open Subtitles | حسنا , يبدو انه نفس الطريق من زنزانة السجن |
Abby'yi hücresinden hiç çıkarmamalıydık. | Open Subtitles | ما كان علينا مطلقاً أنْ نجعلها تترك الزنزانة |
Kayıtlara geçecek olan asıl gerçek dün gece sorgulama için Jack Forrest'ın yanına gidip hücresinden kaçmasında ona yardım etmiş olduğundur. | Open Subtitles | عندما يكون الواقع السجل الذي جاء لمشاهدته "جاك فورست" الليلة الماضية شوهد في مكان عمل الشرطة وساعدتيه من الهروب من الزنزانة |
Ekibinden birinin Evan Lee Hatley'nin hücresinden kanıt çıkardığını düşünüyor. | Open Subtitles | وهو يعتقد واحد من فريقك أدلة إزالة من خلية ايفان لي هارتلي. |
Ölüm hücresinden canlı çıkan birini daha önce hiç duymamıştım. | Open Subtitles | أتعلم , لم أعرف .أحداً خرج من حكمِ الإعدامِ حياً أوتعلم , أقصدُ حيّاً |
Bakıcı, Majesteleri. Gitmiş. - hücresinden kaçmış.. | Open Subtitles | انها المربية، يا صاحب الجلالة لقد إختفت من زنزانتها |