ويكيبيديا

    "hükûmetlerin" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الحكومات
        
    Ayrıca devrimin yayılmasından endişe duyan diğer ülkelerdeki otoriter hükûmetlerin dikkatini de çekti. TED وأيضاً جذب الأنتباه الى الحكومات الإستبدادية في بعض الدول التي كانت قلقة من انتشار الثورة.
    Tabii ki hükûmetlerin, telefon konuşmaları ve mesajları ele geçirmesi bir sır değil. TED بالطبع, هذا ليس سر أن الحكومات قادرة على اعتراض المكالمات والرسائل النصية.
    Şu an son birkaç yıl içinde oluşan endüstri firmaları, hükûmetlere gözetleme teknolojisi sağlıyor. Teknoloji özellikle bu hükûmetlerin, gözetleme hedefi bilgisayarlarına sızılmasını sağlıyor. TED خلال عده سنوات مضت ظهرت صناعة حديثة وشركات تقدم خدمات وتقنيات مراقبة للحكومات, وبالتحديد, تقنيات تتيح لتلك الحكومات الى اختراق الأجهزة الشخصية للأهداف المراقبة.
    Şiddet ve suçun olmasının nedenlerinden biri de siyasal yozlaşma ve vatandaşları koruyacak merkezi hükûmetlerin eksikliğidir. TED كما أن أحد الأسباب في وجود العنف والجريمة هناك هو الفساد السياسي وتقصير الحكومات المركزية في حماية مواطنيها،
    Fakat bunun tam olarak ne zaman olacağı, küresel hükûmetlerin sonraki adımda ne yapmayı seçeceklerine bağlı. TED لكن متى يحدث ذلك بالفعل يعتمد على ما ستختار الحكومات العالمية فعله بعد ذلك
    Artık hükûmetlerin, insan kaderinin gerçek hükümdarları olmadığı yeni bir çağda yaşıyoruz. Open Subtitles إننا نعيش في عصر جديد حيث الحكومات لا تملك تحديد مصائر البشر حقاً.
    ve bunun olabilmesi için hem zengin hem fakir tüm hükûmetlerin benzer şekilde doğum kontrolünü birincil öncelik hâline getirmesi gerekir. TED وليحدث هذها , يجب ان كلا من الحكومات الغنيه والفقيره تضع موانع الحمل من اولوياتها .
    hükûmetlerin bilgisayar korsanlığı yapmasıyla ilgili büyük bir problem var ve bu teröristler, sübyancılar, uyuşturucu satıcıları, gazeteciler ve insan hakları savunucularının hepsi aynı tür bilgisayarı kullanıyor. TED هناك عدة مشاكل كبيرة مع الحكومات الراغبة في القرصنة وذلك أن الأرهابيين والمتحرشين مروجي المخدرات, الصحفيين ونشطاء حقوق الإنسان يستعملون نفس أجهزه الكمبيوتر.
    Hepimiz aynı teknolojiyi kullanıyoruz ve bu demek oluyor ki, hükûmetlerin kötü adamların bilgisayarlarına sızmak için yeteneği olmak zorunda. Ayrıca bizim cihazlarımıza da sızmak için yeteneği olmak zorunda. TED جميعنا نستعمل التقنية ذاتها ومايعني ذلك أن الحكومات ليكون لديها القدرة على اختراق تلك الأجهزة لأولئك الأشرار يجب أن يتملكوا الأمكانية لاختراق أجهزتنا ايضاً.
    Yani, şimdi biz ekonomi dengesinde bir değişiklik yaşıyoruz ve bununla birlikte, herkesten gelen destekle ulusal hükûmetlerin bu durumun kendi yararlarına olduğunu anlamalarını görmemiz çok uzun sürmedi. TED حسنا، أصبح الآن لدينا تغيير في المعادلة الأقتصادية، و بذلك، و مع الدعم الواسع من الجميع، لم يأخذ الأمر طويلا قبل أن نرى الحكومات الوطنية تستيقظ على حقيقة أن هذا سيصب في مصلحتهم الوطنية.
    Yani, hepsini bir araya getirdiğinizde ve anlayışı değiştirdiğinizde hükûmetlerin Paris'e gidebileceklerini ve Paris Anlaşması'nı kabul edeceklerini görürsünüz. TED و الآن، ما أن تجمع كل شيء في مكانه و أن تنقل هذا الفهم، عندئذ سترى إن جميع الحكومات ستكون قادرة على الذهاب إلى باريس و تبني إتفاقية باريس.
    Laboratuvarı erişim ve kapsamlılık için açık kaynaklı yaparak aynı zamanda güçlü hükûmetlerin ve kâr amaçlı şirketlerin, sahte haber, pazarlama ya da diğer kitlesel ikna yapılanmalarına açık hâle getirme riskini alıyorum. TED بإتاحة مصادر المعمل؛ لكي يسهل الدخول إليها، أساهمُ في خطورة سيطرة الحكومات المهيمنة، والشركات الربحية على البرنامج. وترويج المنتجات الزائفة والإشاعات.
    hükûmetlerin özel şirketlere destek vermesi gerekiyor. TED "تحتاج الحكومات إلى دعم الشركات الخاصة".
    Bu noktada, politik yönden ciddi bir güçlük söz konusu. İnovatörlerin uzun vadede önünü görebilmelerini, burada gerçekten para olduğunu görmelerini sağlamalıyız. O yüzden, hükûmetlerin Sağlık Etki Fonu'nu fonlaması gerekiyor. Zira, yalnızca hükûmetler uzun vadeler için, öngörülebilir taahhütlerde bulunabilir. TED أحد العقبات الهامة جدًا هنا، سياسيا، هو أنه يجب علينا التأكد أن لدينا رؤية على المدى الطويل للمبتكرين، أن يعرف المبتكرون أن المال موجود بالفعل، ولذا نحن بحاجة إلى الحكومات لتمويل صندوق التأثير الصحي، لأن الحكومات فقط هي التي تستطيع القيام التزامات يمكن التنبؤ بها لوقت طويل جدًا.
    Bryn Freedman: Söylediğinize göre 20. yüzyılda küresel güç hükûmetlerin elindeydi. TED (بايرن فريدمان): لقد ذكرت أنه في القرن العشرين، كانت السلطة العالمية في أيدي الحكومات.
    İlgili tüm hükûmetlerin liderleriyle konuşma ve onları dinleme fırsatım oldu. Pekin, Washington, Seul, Tokyo... Sanat ve iş camiasından da fikir liderleriyle buluştum. TED سنحت لي فرصة التكلم والإصغاء لرؤساء جميع الحكومات المعنية -- بكين، واشنطن، سيول، طوكيو -- ومناقشة مواضيع حول الفن والأعمال.
    Nesneleri uygun fiyatlı hâle getiren ve çok daha fazla insana erişilebilir kılan işlere yatırım yapmak bu nadirliğe saldırıyor ve hükûmetlerin ekonomilerine yeniden yatırım yapmaları için gelir yaratıyor. TED إن الاستثمار في مجالات الأعمال التي تجعل الاحتياجات في متناول اليد ويسهّل الوصول إليها من الغالبية العظمى للسكان لَهوَ هجـوم على الندرة وييسّر على الحكومات إعادة استثمار العوائد في كياناتها الاقتصادية.
    İşim seyahat etmeyi gerektiriyor ve harika şeyler görebiliyorum. Sivil toplum örgütleri ve bazı hükûmetlerin o 200 milyar doların bir kısmıyla beslenemeyen çocuklara yardım etmesi ya da temiz suya ulaşımı olmayan ailelere, eğitim almak için başka şansı olmayan çocuklara. TED أسافر كثيرًا في عملي ولي الشرف لرؤية أشياء رائعة تقومُ بها المنظمات غير الحكومية وبعض الحكومات بجزء من ذلك المبلغ البالغ 200 مليار دولار، مثل مساعدة الأطفال الذين يعانون سوء التغذية، أو العائلات التي لا يمكنها الحصول على مصادر المياه النظيفة، والأطفال الذين لن يتم تعليمهم بغير ذلك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد