Şimdi, trenin hızını ve atların hızını hesapladım. | Open Subtitles | الآن,أنا حسبت سرعة القطار000 وسرعة خيولنا |
Ayrıca nesnenin hızını ve uzay mekiğinin pozisyonunu ve hızını da biliyoruz. | Open Subtitles | ونعلم أيضا سرعة الشيئ وموقع وسرعة المكوك. |
Vineet'e göre bunun amacı piramidi ters çevirip, azınlığın çoğunluğun üstündeki gücünü azaltmak ve çoğunluğun gücünü ortaya çıkartarak her gün yapılan yeniliğin hızını ve kalitesini arttırmaya yönelikti. | TED | بتعبير فينيت، كان ذلك يتعلق بقلب الهرم لإطلاق العنان لطاقات الأكثرية من خلال حل القوة الخانقة للقلة ورفع جودة وسرعة الابتكار الذي كان يجري كل يوم. |
Koşucunun mesafesini, hızını ve daha da önemlisi rotasını hesaplamak için GPS kullanıyor. | Open Subtitles | لقد استخدموا نظام تحديد المواقع لحساب They use G.P.S. to calculate مسافة وسرعة العداء والأهم، مسارهم |