200 dolar hız için ve 60 dolar, evlilik izni için. | Open Subtitles | مئتا دولار تكفي للسرعة الزائدة . و ستون لترخيص الزواج |
Çita ciğeri hız için, ayı kalbi de güç için yeniyor. | Open Subtitles | حسناً، قم بأكل كبد الفهد للسرعة قلب دب للقوة |
İnsanların fark edemediği, benim ise şimdilerde fark etmeye başladığım şey, bu bilgisayarların büyük avatajı olan hız için büyük bir bedel ödüyor olmamız. | TED | ما لا يدركه الناس ، وما بدأت أدركه أنا للتو، هو أننا ندفع ثمنا كبيرا للسرعة ، وهو ما ندعي أنه الميزة الكبيرة لهذه الحواسيب. |
Sita hız için yaratıldı, fakat dayanıklılığı yok. | Open Subtitles | سيتا: قد ولدت من أجل السرعة لكنها لا تملك قدرة التحمل ولا الإنتظار |
- Hiper hız için değiştirildi! | Open Subtitles | .معدله من أجل السرعة الفائقة. |
hız için mi yoksa rahat için mi yapılmışlar? | Open Subtitles | هل تمت صناعتهما للسرعة أم الراحة ؟ |
Bu hız için inşa edilmemişti. | Open Subtitles | لكنها لم تبنى للسرعة ابدا |
Şöyle dedi: "İhtiyaçlarım var, hız için ihtiyaçlarım var." | Open Subtitles | قال، "لديّ حاجة، حاجة للسرعة." |
hız için ekstra para ekledim. | Open Subtitles | لقد أدرجت رسوم للسرعة |
hız için yaratılmamışlar. | Open Subtitles | انها لم تبنى للسرعة |