Yönetimin mali yükü hafifletmeyi düşündüğü hakkında bir dedikodu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت اشاعة ان الادارة كانت على وشك تخفيف كاهل مصاريفها |
Tüm cinayetleri işleyen Crewes'un kendisiydi, ancak dün geceki cinayet için başka birini buldu, böylelikle hapis cezasını hafifletmeyi amaçladı. | Open Subtitles | اقنع احدا اخر بارتكاب جريمة ليلة البارحة لكي يستطيع ربما تخفيف عقوبته :هناك احتنال اخر |
Tüm cinayetleri işleyen Crewes'un kendisiydi, ancak dün geceki cinayet için başka birini buldu, böylelikle hapis cezasını hafifletmeyi amaçladı. | Open Subtitles | ,كروز ارتكب الجرائم الاصلية بمفرده اقنع احدا اخر بارتكاب جريمة ليلة البارحة لكي يستطيع ربما تخفيف عقوبته |
Bu sırrı seninle paylaşarak pekala acılarını hafifletmeyi seçebilirdi. | Open Subtitles | كان من السهل تخفيف معاناتكِ من إفشاء السر |
ama gene de bir suçun cezası temyizde haklı bulunmadı ve hükûmet şu an Rogianni'nin ölüm cezasını hafifletmeyi düşünüyor. | Open Subtitles | الإدانة على جريمة واحدة قد أسقطت بدعوى الإستئناف. والحكومة تدرس الآن. تخفيف عقوبة الإعدام على "راجياني". |
Basıncı hafifletmeyi deneyelim. | Open Subtitles | دعونا نحاول تخفيف الضغط عن الرئتين |
hafifletmeyi mi kastediyorsun? | Open Subtitles | - تقصد تخفيف الحكم |