Angela sana her ne yapmış olursa olsun, bunu hak etmiyordu Tate. | Open Subtitles | اياً ما فعلتة انجيلا لك , تَيت فهى لا تستحق ذلك |
Cezalandırılmayı hak etmiyordu, hiç iyi olmadı. | Open Subtitles | لا تستحق أن تُعاقَب عليه هذا خاطئ |
Don Wilson kolay bir adam değildi, ama böyle ölmeyi de hak etmiyordu. | Open Subtitles | لم يكن دون ولسون شخصا سهل المنال لكنه لا يستحق الموت بهذه الطريقه |
Annen hakkındaki gerçekler her ne olursa olsun, ölmeyi hak etmiyordu. | Open Subtitles | حسناً,اياً كانت حقيقة والدتك,فهيّ لم تستحق الموت. |
Kalbine bir oku hak etmiyordu. Bu adam şehri hayal kırıklığına uğratmadı. | Open Subtitles | لم تستحقّ سهمًا في قلبها وهذا الرجل لم يُخزِ هذه المدينة |
Özür dilerim efendim ama, ölmeyi hak etmiyordu. | Open Subtitles | .. أعذرني سيّدي، ولكن لم يكن يستحق الموت بتلك الطريقة |
Pis bir beyaz surat tarafından bıçaklanarak ölmeyi hak etmiyordu. | Open Subtitles | لم يستحق أن يُطعن حتى الموت على يد شبح أبيض حقير |
Ölmeyi hak etmiyordu. | Open Subtitles | لم تكن تستحق الموت |
Yoli seni hak etmiyordu. | Open Subtitles | (يولي) لم تكن تستحقك. |
- Yardımımı hak etmiyordu. Ya da senin. | Open Subtitles | إنها لا تستحق مساعدتي ولا مساعدتك |
Evet. Onu bile hak etmiyordu gerçi. | Open Subtitles | أجل، حتى إنّها لا تستحق ذلك |
O organı hak etmiyordu. | Open Subtitles | وانه في انتظار لأكثر من سنة ونصف. وقال انه لا يستحق هذا الجهاز. |
Aldığım hiçbir ruh sahip olduklarını hak etmiyordu. | Open Subtitles | لم أقتل أحداً لا يستحق الموت |
Olivia Prescott da ölmeyi hak etmiyordu, Emmy. | Open Subtitles | " أوليفيا بريسكوت " لم تستحق الموت " إيمي " |
Hele burada ölmeyi hiç hak etmiyordu. | Open Subtitles | وبالتأكيد لم تستحق أن تموت هنا |
Kalbine bir oku hak etmiyordu. Bu adam şehri hayal kırıklığına uğratmadı. | Open Subtitles | لم تستحقّ سهمًا في قلبها، وهذا الرجل لم يُخزِ هذه المدينة. |
- Ama öldürülmeyi hak etmiyordu. | Open Subtitles | - اوه ,ولكن لم يكن يستحق القتل |
Aaron hakkında dediklerim için üzgünüm o şekilde ölmeyi hak etmiyordu. | Open Subtitles | أنا اسفة عن ما قلت بشأن أرون هو لم يستحق ان يموت بتلك الطريقة |
"O kadar soğuktu ki, kız arkadaş filan hak etmiyordu." | Open Subtitles | "كان شخصا لا يطاق ولم يكن يستحق أن تكون له صاحبة" |