İnanılır gibi değil ancak görünüşe göre Hakemler Personi'nin koşmasını sağladı! - Güvende! | Open Subtitles | من الصعب تصديق ذلك ، لكن لكن يبدو الحكام ضبطوا كريسكيون أثناء جريه |
Çocukların maçlarında kaç kez bana Hakemler üstünde güreş taktiği uygulamamamı hatırlattı... | TED | أعني، أتعلمون كم عدد المرات التي كان عليها أن تذكرني أن لا أطرح الحكام أرضًا في مباريات كرة القدم لطفلتي؟ |
Millet, Hakemler puanları toplarken bir nefes alın. | Open Subtitles | حسناً , لنأخذ إستراحة إلى أن يقرر الحكام علامات المتسابقين |
Güzel çünkü Apollo'daki Hakemler de burada. | Open Subtitles | جيد لأن الحكام من أبولو موجودون شارلز ولنجتون |
Şimdi, Hakemler müzakereye başlamadan önce, her yarışmacıya çalışmaları hakkında birkaç söz söyleme imkânı vereceğiz. | Open Subtitles | الآن, سنستمع لبضع كلمات من كل متسابق عن عمله قبل أن يبدأ المحكمين في التداول |
Bazı Hakemler puanlamayı verilen zarara göre bazıları ise strateji ve tekniğe göre vermektedir. | Open Subtitles | بعض الحكّام يحتسبون النقاط إعتبارًا بالضرر التي تلحقه الضربة. بينما يعتمد آخرون على خطّة المقاتل وأسلوبه. |
Hakemler için işi çok zorlaştırdınız. | Open Subtitles | لقد صعبتم الأمر على الحكام في إتخاذ القرار |
Biliyorsunuz... sahada huysuzluk nöbetlerini kıvama getirmek ve Hakemler ile tartışmak. | Open Subtitles | ...اتعلمون كان لدي بالخارج نوبه من الغضب و صدام مع الحكام |
Hakemler sadece benim yaz boyunca gördüğümü gördüler. | Open Subtitles | كل ما حدث الليلة، هو أن الحكام رأوا ما كنت أراه طوال الصيف. |
Hakemler çoktan bu yarışmayı değerlendirdiler. | Open Subtitles | لقد رتب الحكام هذا الأمر في رؤوسهم بالفعل. |
Hakemler olayı kontrol altına aldı. | Open Subtitles | يبدو أن الحكام قد سيطروا على الموقف الآن |
Hakemler Jimmy'nin kaderine karar verirken bu olağanüstü genç patencinin özelliklerine bir bakalım. | Open Subtitles | بينما الحكام يقررون مصير جيمي دعونا نلقي نظره على تاريخه بالتزلج الاستثنائي |
Ama Hakemler bunu maç sonrası görüntülerimizde izleyecekler. | Open Subtitles | لكن الحكام سيرون ذلك على موقع اللعبة شيء مهم |
Hakemler beş dakika önden başlamanı uygun buldular. | Open Subtitles | الحكام توافقوا على أن يعطوك خمس دقائق في البداية. |
Elbette. Hakemler dalgalara nasıl yükseldiğine dikkat etmiyor. | Open Subtitles | بالتأكيد، الحكام لا يسجلون على كيفية الهروب من الموجة. |
İki dikey dönüş puanı yakaladı ve Hakemler 6.75'lik veriyorlar, çok iyi bir başlangıç bu. | Open Subtitles | و يعطيها الحكام 6.75 و يالها من بداية رائعة لهذه الجولة |
Hakemler son dalgayı saymamış olabilirler ama ben saydım. | Open Subtitles | لأنه ربما لم يحتسب الحكام هذه الموجة الأخيرة لكنني فعلت. |
Her sene Hakemler "En İyi Sanatçı" ödülü veriyor ve gelip, kazanmamı izlerseniz çok memnun olacağım. | Open Subtitles | كل سنة، الحكام يعطون جائزة للمغني الأكثر قيمة. وسوف أحب حقاً إذا إستطعت الحضور ومشاهدتي أربح. |
Hakemler beni çatıdan puanlıyorlar. | Open Subtitles | الحكام يسجلون نتيجتي التي تضرب السقف من روعتها |
Oyuncular, Hakemler onları ayırabilsin diye kollarına yazmak zorundalar. | Open Subtitles | على الاعبين أن يكتبو أرقامهم لكى يستطيع الحكام التفرقه بينهم |
Hakemler bu iki ilginç eseri inceledikten sonra ilk defa, Johnson Vilayeti Tereyağında Hüner Yarışması'nın kazananı yeniden açıklanacak. | Open Subtitles | حيث سيقوم المحكمين بمعاينة القطع المثيرة للاهتمام لأول مرة وسوف يعلنون الفائز في مسابقة (جونسون) في نحت الزبدة |
Çağrıyla birlikte Hakemler at sürüş stiline, kartalın konuşuna ve uçuş stiline bakacak. | Open Subtitles | مع النداء ينظر الحكّام إلى أسلوب امتطاء الخيل |