ويكيبيديا

    "haklı çıkarmak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تبرير
        
    • لتبرير
        
    • لتبرر
        
    diye düşünecekti babası. Ve bu doğru. Sanat biraz kendini kaybetmek demek ve bir sonraki cümleyi haklı çıkarmak - bir çocuğun yaptığından çok da farklı değil. TED وذلك صحيح. الفن هو حول القليل من الجنون و تبرير العبارة القادمة، وهو لا يختلف عما يفعله الطفل.
    Sanırım eylemlerimi haklı çıkarmak için uzun yıllar harcamışım, ki bu da gerçeği itiraf etmenin benim için bu kadar zor olmasına neden oluyor. Open Subtitles أفترض أنني قضيت سنيناً عديدة محاولاً تبرير أفعالي ما صعّبَ الأمر بالنسبة لي.. أن أعترف بالحقيقة..
    İnsanların yaptıkları korkunç şeyleri haklı çıkarmak için dini kullanmalarından bıktım. Open Subtitles ...سئمت من الناس الذين يستخدمون الدين ل تبرير الأشياء الفظيعة التي يفعلونها
    Eşit Adalet Hareketi'nde Bryan Stevenson ırksal farklılığa dikkat çekmişti, köleliği ve Jim Crow'u, toplu yıkımları ve daha da ötesini haklı çıkarmak için kendimize söylediğimiz bir hikâye. TED هو ما يدعوه براين ستيفينسون في مبادرة العدالة المتساوية بحكاية الإختلاف العرقي القصة التي أخبرناها لأنفسنا لتبرير العبودية وقوانين جيم كراو والسجن لأعداد هائلة وما هو اكثر من ذلك
    Bombalama için yolu asfaltla kaplamak düşünülmeyecek bir şey değildi, sırf bütçe artışını haklı çıkarmak için. Open Subtitles شيىء لا يُصدق ، فقد مهدوا الطريق للتفجير بكل معنى الكلمه لتبرير زيادة الميزانيه
    Din; tarihteki bazı kötü hareketleri haklı çıkarmak için doğaüstü olaylarla bağdaştırılmıştır. Open Subtitles الدين تنكّر بزي ما وراء الطبيعة منذ بزوع فجر التاريخ.. لتبرير بعض التصرفات الأكثر فظاعة بالتاريخ.
    ..ekonomik açgözlülüğünü haklı çıkarmak için kullanabilir. Open Subtitles لتبرر جشعها الاقتصادي
    Suç faaliyetinizi haklı çıkarmak için uğraşmayı bırakmalısın. Open Subtitles توقفِ عن محاولة تبرير نشاطك الإجرامي
    Kendini haklı çıkarmak istiyorsun. Open Subtitles أنت تريد تبرير أشتراكك
    Cinayeti haklı çıkarmak için Tanrı'nın adını bile kullanmaya hazır bir zorbasın sen. Open Subtitles أنت مجرد متنمر تحاول أن تستخدم القدر كذريعة لتبرير الجريمة
    Bu sözü, Engizisyonun tüm vahşetini haklı çıkarmak için kullandılar. Open Subtitles استخدموا هذه الكلمة المفردة لتبرير أي عمل وحشي من طرف محاكم التفتيش الخاصة بهم
    Kendini ahlaken haklı çıkarmak zorunda değilsin, tamam mı? Open Subtitles أنت لست بحاجة فعلياً لتبرير نفسك إلي، حسناً؟
    Usame bin Ladin ve Cihat terörizmi faaliyetlerinde bulunan diğerleri yaptıklarını haklı çıkarmak için sürekli Kuran ve Hz. Open Subtitles أسامة بن لادن والآخرون الملتزمون بأرتكاب اعمال الجهاد الارهابيه يستشهدون بالقرآن ومحمد كمثال لتبرير افعالهم
    Her zaman yalanlarını haklı çıkarmak için bahaneler uydurup duruyorsun. Open Subtitles يمكن للمرء دوماً أن يختلق عذراً لتبرير كذبه
    - Belki. Belki de sarhoştu. Ya da kendini haklı çıkarmak için hikâye uyduruyordu. Open Subtitles وربما كان يروي قصة وهمية لتبرير ما فعله.
    Her zaman yalanlarını haklı çıkarmak için bahaneler uydurup duruyorsun. Open Subtitles -أنت دوماً تخترع سبب لتبرر الكذب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد