Başına sardıkları bu haksızlığın ardından, onun saygısını hak etmediklerini savunarak Zelda karşı çıktı. | TED | وأرادت زيلدا أن تعترض، قائلةً أنهم لم يستحقوا احترامه أبداً بعد هذا الظلم الذي سببوه له. |
haksızlığın üstesinden haksızlıkla değil, adaletle ve... | Open Subtitles | ولن تستطيعوا قهر الظلم . بارتكاب مزيد من الظلم |
Dostlar, her insanın hayatında haksızlığın patatesinin tam gözünün içine bakmasını gerektiren zamanlar vardır. | Open Subtitles | ياأصدقاء، يأتي وقت في حياة كل رجل حيث يجب أن ينظر الي بطاطا الظلم |
"... ve korkarım ki büyük bir haksızlığın acılarını çektiniz. | Open Subtitles | وأنا أخشى أنك قد تعرضت لظلم فادح موقفي خلال محاكمتك |
Biliyorum Safford bir haksızlığın kurbanı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | أوه ,نحن نعلم هذا جيداً و لكن السيد سافورد يشعر إنه ضحيه لظلم فادح |
Şimdi haksızlığın intikamını almak için tekrar tekrar doğuyor. | Open Subtitles | الآن هو ولد للإستمرار بإنتقام ل ذلك الظلم مرارا وتكرارا. |
Bu silahın, bu zihniyetin, bu haksızlığın tek bir kurbanı olduğunu görecekler. | Open Subtitles | أنهم جميعهم سيدركون أن هذا السلاح و هذا الإدراك و الظلم عنده ضحية واحدة فقط و هي أنتِ. |
Bu haksızlığın üzerinden ancak sabırlı olursak gelebiliriz. | Open Subtitles | كي نستطيع التغلّب على هذا الظلم علينا المحافظة على رباطة جأشنا. |
Benden çok daha bilge ve cesur bir adam bir keresinde demişti ki "haksızlığın önüne geçmek için güçsüz olduğumuz zamanlar olabilir ama buna karşı çıkmadığımız bir zaman olmasına asla izin verme. " | Open Subtitles | قال رجل أكثر حكمة وشجاعة مني بكثير قد يكون هناك أوقات عندما نكون عجزى عن منع الظلم |
Dünya kanla ıslanırken haksızlığın intikamını aldık! | Open Subtitles | ويت الأرض بالدماء، نحن انتقام الظلم. |
Ve bunların yanında haksızlığın davul sesleri. | Open Subtitles | وفوق كلّ ذلك قرع طبول الظلم |
Korkarım ki büyük bir haksızlığın acılarını çektiniz. " | Open Subtitles | أخشى أنك قد تعرضت لظلم بالغ |