Yayınevinde çalışıyor, halkla ilişkilerde. | Open Subtitles | آه جيس ,هذه كيت دونوفان انها تعمل فى دار النشر , العلاقات العامة |
Benim fikrime göre, benimle beraber halkla ilişkilerde çalışmalısın. | Open Subtitles | برأيي, سنخدم القسم بشكل أفضل عبر عملك معي في العلاقات العامة |
Sonuç olarak da, artık halkla ilişkilerde çalışıyorum. | Open Subtitles | وهذا نتيجته انا الان اعمل فى العلاقات العامة |
O zamanlar, bir petrol firmasında Halkla İlişkilerde çalışıyordum. | Open Subtitles | نعم في تلك الفترة كنت مسؤولة عن العلاقات العامة لشركة نفط |
- halkla ilişkilerde bulunmam. - Benimle gel. | Open Subtitles | أنا لست في مجال العلاقات العامة تعال معي |
Evet ve halkla ilişkilerde daha da etkileyiciymişim. | Open Subtitles | ايوه وكنت اكثر فعالية في العلاقات العامة |
Okyanusun ötesine uzanan bir el. halkla ilişkilerde önem kazanmak için bile elde etmeye değer. | Open Subtitles | التحالف مع شركات خارج البلاد ربما يساوي كسب قيمة العلاقات العامة لوحدها |
Seni sıkıcı gösteriyor, bunu halkla ilişkilerde değiştirmemem. | Open Subtitles | هذا يحعلك تبدو مملا ولا يمكنني تغيير ذلك عبر العلاقات العامة |
- halkla ilişkilerde. Aslında Halkla İlişkiler Bölümü'nün şefiyim. | Open Subtitles | إنها في قسم العلاقات العامة - أنا في الحقيقية رئيسة قسم العلاقات العامة - |
Ben sadece Halkla İlişkilerde çalışan bir memurum. | Open Subtitles | انا مجرد رجل فى العلاقات العامة |
halkla ilişkilerde beraber çalışıyorduk. Ray'in kardeşi Robert. | Open Subtitles | لقد كنا نعمل سوياً فى مؤسسة العلاقات العامة هذا هو (روبرت), شقيق (راى) |
Eğer bu durumun halkla ilişkilerde size yardım etmesini istiyorsanız bu ayrıntıları kayıt dışında tutun. | Open Subtitles | إن أردت أن يساعدك ذلك في العلاقات العامة لا تقل النكات أثناء الإدلاء بإفادتك ماذا عن (ميك دانزيغ)؟ |
Gooseberry Natural Resources davasında, haber bültenlerinin e-posta ile dağıtılması patentinde beni de ilgilendiren neredeyse ölümcül bir eksiklik vardı: ana akım medyada haber bülteni için tek bir tanım vardır, o da halkla ilişkilerde olduğu gibi basın açıklamasıdır. | TED | في حالة غووزبيري للموارد الطبيعية، براءة الاختراع بخصوص بعث النشرات الإخبارية إلكترونيا كان لديها عيب فادح فيما يخصني، وهو أنها في وسائل الإعلام العالمية الشائعة هناك تعريف واحد فقط للبيان الإخباري، وقد اتضح أنه هو البيان الصحفي -- كما في مجال العلاقات العامة. |
New York'ta halkla ilişkilerde çalışan, 170 Twitter takipçisi olan bir kadındı ve onlara küçük dobra espriler twitlerdi, New York'tan Londra'ya giderken bu uçakta yazılan gibi: ["Tuhaf Alman çocuk: 1.sınıfta oturuyorsun. 2014'teyiz. Deodorant kullan." -Ter kokusu alırken iç monolog. | TED | كانت تعمل في العلاقات العامة بنيويورك، كان لديها 170 متابع على تويتر، حيث كانت تقوم بكتابة بعض النكات اللاذعة لهم على تويتر، مثل هذه النكتة حول واحد على متن طائرة متجهة من نيويورك نحو لندن: [رجل ألماني غريب الأطوار: أنت في الدرجة الأولى وفي 2014. |