Haman'lı Agagite beklediği fırsatı buldu. | Open Subtitles | هامان الأجاجى وجد الفرصة التى كان يسعى اليها |
Unutma sakın, bu Haman şimdi iç güvenliğin başında. | Open Subtitles | عليك ألا تنسى, هامان هذا رئيس الحماية الداخلية حالياً |
Ama kraliçe şu anda şüphesiz Haman'ın çok iyi bildiği bir protokole bağlı. | Open Subtitles | نعم, ملكة خاضعة لنظام قديم لاشك أن هامان |
Bu Haman bizim kanımızı istiyor, benim kanımı, Jacob'ın kanını, sizin Jacob'ınızın. | Open Subtitles | هامان هذا يود اراقة دمائنا دمى, دم يعقوب, يعقوبك |
Harbonah, darağacı direklerinin, Haman'ın bahçesinde olduğunu söyledi, ve konuştuğumuz sırada belli ki Mordecai'ı asmayı planlıyordu. | Open Subtitles | حربونا أخبرنى أن المشنقة نصبت فى ساحة هامان بينما نتكلم. على مايبدو نصبت من أجل موردخاى، اليهودى |
Bırakın Haman sözlerini ispatlasın ya da sonsuza dek sessiz kalsın. | Open Subtitles | دع هامان يثبت كلماته أو ليصمت للأبد |
Cesur ve cömert hizmetlerinden dolayı Haman Agatite | Open Subtitles | نظراً لشجاعته وخدماته هامان الأجاجى |
Kumandan Haman, Lady'm | Open Subtitles | السيد هامان, سيدتى |
ödemeler Haman'lı Agagite'a yapıldı. | Open Subtitles | "دفعات الأموال الى هامان الأجاجى" |
Haman'ın suçlamalarını araştırmasını sağlayayım. | Open Subtitles | اتهامات هامان فوراً |
Kehanette bulunmak sana yakışmıyor Haman. | Open Subtitles | سوثيانج لن يصبح أنت هامان |
Prens Haman'a saygını göstermek için diz çök. | Open Subtitles | انحنى لتشريف ! الأمير العظيم هامان. |
Haman'ı da vekili olarak bırakacak. | Open Subtitles | سيعين هامان نفسه محله |
Fars prensi, Lord Haman'ı bırakıyorum. | Open Subtitles | القائد هامان, أمير فارس |
Yolun açık olsun, Haman. | Open Subtitles | سلام, هامان |
Haman benim adamım. | Open Subtitles | هامان مقصدى |