Ne bu, ne de Han'ı ödül avcısına teslim etmek anlaşmamızda yoktu! | Open Subtitles | هذا لم يكن اتفاقنا و كذلك أعطاء هان لصائد الجوائز هذا |
Han'ı ödül avcısından kurtarmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | أسرع، نحن نحاول أَن ننقذ هان من قبضة الصياد |
Bırak da Büyükelçi Han'ı vuran adamı bulayım. | Open Subtitles | هذا لا يعني أنهم لا يستطيعون أن يقوموا بتفجيرات سيدي , دعني أجد الشخص الذي أطلق النار على السفير هان |
Bırak da Büyükelçi Han'ı vuran adamı bulayım. | Open Subtitles | سيدي , دعني أجد الشخص الذي أطلق النار على السفير هان |
Vazoyu geri istiyorlar. Frankie Han'ı bulma ve gizlediklerini alma zamanı. | Open Subtitles | نحن بحاجة الى ايجاد فرانكي هان دباسة و ل ذلك. |
Park Jin Han'ı ele veren Son Taek Soo'ysa terfi ettirildi. | Open Subtitles | الذى كشف جريمة بارك جين هان قد تمت ترقيته |
Bu krediyi almayıp Han'ı tişörtleri bitirmeye zorlarken saatler harcamamız. | Open Subtitles | لو لم نحصل على هذا القرض ونقضى ساعات مع هان يقف تحتنا يحاول ان ينهى تلك القمصان. |
Çünkü Han'ı öptün, ve asyalı kızlar sana göre değil. | Open Subtitles | لأنك قبلت هان والفتيات الآسيويات ليسوا من نوعك |
Merak etme, Jabba the Hutt ve o ödül avcısını bulup Han'ı geri alacağız. | Open Subtitles | لا تقلق ، سنجد جابا، والصياد وسنعيد هان |
Büyükleçi Han'ı görmeliyim. | Open Subtitles | أنا في حاجة إلى رؤية السفير هان |
Öyle değil mi ortak? Büyükleçi Han'ı görmeliyim. | Open Subtitles | أنا في حاجة إلى رؤية السفير هان |
Han'ı kıskandırmak için öpen Leia'dı. | Open Subtitles | تلك كانت قبلة "ليا" لـ "لوك" لجعل "هان" غيور. |
Yoldaş Han'ı bulmadan önce söylediğim gibi. | Open Subtitles | كما اخبرتك سابقا لقد وجدت الرفيق هان |
Cinayetten bir ay önce kurban ondan, Han'ı soruşturmasını talep etmiş. | Open Subtitles | قبل شهر من الجريمة (طلبت الضحية منه أن يتحقق من (هان |
Dedektif Han'ı görmek istemiyorum. | Open Subtitles | لانى لم ارغب فى رؤية المحقق هان |
Sadece Han'ı ara özür dile ve frengi kapmadan önce buradan gidelim. | Open Subtitles | فقط إتصلي بـ(هان) وإعتذري، ويمكننا الخروج من هنا قبل عودة مرض الزهري. |
Koreli bir kıza aşıktım ama o Han'ı seçti. | Open Subtitles | كنت في الحب فتاة الكورية لكنها كان هان. |
Ben, Max'in Han'ı o akvaryuma hala koymamış olmasına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن (ماكس) لم تضع (هان) في الحوض بعد |
Başka birisi Han'ı beslesin az önce küçük parmağımı yaladı. | Open Subtitles | على شخص آخر أن يُطعم (هان) لأنّ لتوّه لعقَ خنصري. |
Han'ı bulacağız prenses. | Open Subtitles | أيتها الأميرة، سوف سنجد هان. |