Ancak Hans'ın odasında delil bulasıya kadar onları kimin yazdığını fark etmemişti. | TED | ولكن هذا لم يكن إلا بعد اكتشافها أدلّة في غرفة هانز لتُدرك من قام بكتابتها. |
Geri dönmeliyiz. Hans'ın araba plakasını bütün denetim noktalarına gönderdim. | Open Subtitles | يجب ان نعود لقد ارسلت ارقام لوحه سيارة هانز الي كل نقاط التفتيش |
Hans'ın. İstersin diye düşündüm. | Open Subtitles | . انه يخص هانز . اعتقدت انك ربما تريدينه |
Hans'ın seri katil olması herkesi şaşırtmıştı. | Open Subtitles | هانز كَانَ a قاتل محترف، إلى مفاجأةِ كُلّ شخصِ. |
Hans'ın tüm hayatı Troll'lerden ibaret olmuş. | Open Subtitles | هانز' حياة بأكملها كانت فقط عن الأقزام. |
Hans'ın bilgiyi sızdıran kişi olduğunu sanıyordum. - Ne? | Open Subtitles | كنت أظن أن هانز هو من يسرّب المعلومات |
Ve berbat sonuçların olduğu daha kısa bir liste hazırlıyoruz, Hans'ın verdiği örnektekiler gibi ki bu berbat sonuçları bulurken hiç zorluk çekmiyoruz. | TED | حصلنا على قائمة أقصر مع نتائج فظيعة، مثل بعض الأمثلة القليلة من "هانز"، ولم نجد مشاكل بإيجاد تلك الأنواع من النتائج الفظيعة. |
Hans'ın Macaristan'da yaptığını, ...o da Bohemya ve Moravya'da yapıyor. | Open Subtitles | (إنه يقوم بنفس العمل الذي يقوم به (هانز "ولكن في "بوهيميا" و"مورافيا |
Evet, "Kaplumbağa Hans'ın Mağazaya gelişi." | Open Subtitles | هانز) السلحفاة يصل إلى مترج الحيوانات الأليفة"؟ ) |
Hans'ın evine gittim. Antikacı dükkanının ordakine. | Open Subtitles | كنت في شقة (هانز) بجانب محل التحف القديمة |
Baksana. Bu Hans'ın jipi. | Open Subtitles | انظر هذه عربه هانز الجيب |
Hans'ın bunu yapabileceğine inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أفهم ، هانز |
Bakın, Hans'ın jeepi. | Open Subtitles | انظر هذه عربه هانز الجيب |
Hans'ın bilmek istediği... | Open Subtitles | هانز يريد ان يعرف |
Olur da adamlar ölürse, Hans'ın hayatta olduğunu bizden başkası bilemez. | Open Subtitles | إن قُتل الرجال, فإننا سنكون الوحيدتين اللتين تعلمان أن (هانز) على قيد الحياة |
- Endişelendiğim falan yok. Balistik raporu Flynn'le Hans'ın birbirlerini vurduğunu gösterecektir. | Open Subtitles | لست قلقاً، سيثبت مبحث القذافة أن (فلين) و (هانز) أطلقا النار على بعضيهما |
Hans'ın video görüntüsüyle bir fidye talebi almış bulunuyoruz. | Open Subtitles | لقد إستلمنا فيديو بشأن (هانز) يطلب مال الفدية |
Bu Hans'ın eli. En azından böyle bir yüzüğü vardı. | Open Subtitles | إنها يد (هانز) هو لديه خاتم مثل هذا، على أقل تقدير |
Karin Pettersson bugün geliyor. Hans'ın eski karısı. | Open Subtitles | (كارين بيترسون) زوجة (هانز) السابقة قادمة اليوم. |
Annem intihar etmiş. Hans'ın yanına gittim ama beni oradan da kovdular. | Open Subtitles | أمي إنتحرت لقد كنت عند (هانز)، لكنهم طردوني خارجًا |