hapis cezasını çekebilirim. Ama zorunda değilken neden uğraşayım? | Open Subtitles | يمكنني قضاء عقوبة السجن لكن لماذا أقوم بها إذا لم أكن مُجبرا على ذلك؟ |
hapis cezasını kabul edip bundan kurtulmanı öneriyorum. | Open Subtitles | أقترح عليك أخذ عقوبة السجن و تنتهي من الأمر سـ أفعلها .. |
Şartlı tahliye olmadan ömür boyu hapis cezasını çekmeye başlamış olurdu. | Open Subtitles | كان مسبقاً سيقضي عقوبة السجن مدى الحياة بدون إمكانيّة إطلاق السّراح مشروط |
hapis cezasını bitirdikten sonra Charles Luciano suç dünyasında başarılı olmayı kafasına koyan özgür bir adamdı. | Open Subtitles | بعد أن قضى مدة عقوبته في السجن أصبح ( تشارلي لوتشيانو) رجُلاً حُرًا وأصبح عازِمًا على إيجاد طريقة أفضل لتحقيق النجاح في الجريمة |
hapis cezasını bitirdikten sonra Charles Luciano suç dünyasında başarılı olmayı kafasına koyan özgür bir adamdı. | Open Subtitles | بعد أن قضى مدة عقوبته في السجن أصبح ( تشارلي لوتشيانو) رجُلاً حُرًا وأصبح عازِمًا على إيجاد طريقة أفضل لتحقيق النجاح في الجريمة |
Şu an 5 yıllık hapis cezasını çekiyor. | Open Subtitles | و يقضي عقوبة السجن لخمس سنوات منذ وقتها |
Lompoc'ta müebbet hapis cezasını çekerken bıçaklanmış. | Open Subtitles | تعرّض للطعن أثناء قضائه عقوبة السجن مدى الحياة في (لومبوك). |
Peter, İsveç'te hapis cezasını çekmeyi bekliyor. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} (بيتر" ينتظر تأدية عقوبة السجن في (السويد" |
Knizac, Tom Marwood'un karısı Caitlin Marwood'u öldürmekten müebbet hapis cezasını çekiyor. | Open Subtitles | '.نيزاك ) يقضي عقوبة السجن مدى الحياة)' '. |
Iron Heights'ta müebbet hapis cezasını çekiyor. | Open Subtitles | إنه يقضي عقوبة السجن المؤبد في سجن (آيرون هايتز). |
Michael Costa, şu anda Küpler'de ömür boyu hapis cezasını çekiyor. | Open Subtitles | (مايكل كوستا)... يقضي حالياً عقوبة السجن مدى الحياة في (كوبا). إنها تصبح أكثر إثارة. |