Barış zamanında olsaydık bunun için seni hapse atardık ama Shibata'nın ordusu Hapishaneyi yaktı. | Open Subtitles | كنت سأضعك بالسجن لو أنه لم يحرق كاملا خلال الحرب |
Küçük. Umarım sana Hapishaneyi hatırlatmaz. | Open Subtitles | إنها صغيره، أتمنّى ألا تكون قد ذكّرتك بالسجن كثيرا |
Hayır, Hapishaneyi boylardı. | Open Subtitles | كلا. سيكون مُخوّلاً لقضاء بعض الوقت بالسجن. |
Hayır. Sence bu Hapishaneyi "Halk Mahkemesi"ne çevirmene izin verir miyim? | Open Subtitles | هل تعتقِد أني سأُساعدُكَ بقَلبِ هذا السِجن إلى مَحكمة الشَعب؟ |
Bu şirketi, beş Hapishaneyi sıfırdan inşa ettim. | Open Subtitles | أنا من بنى هذه الشركة بخمس سجون من الأرض إلى ما ترونه الآن |
Ve karınız da sizinle bu Hapishaneyi paylaşmadı mı? . | Open Subtitles | وفيما يخصّ زوجتك دعها تهرب من هذا السجن الذي تتقاسمان |
Kaçıştan sonra Hapishaneyi kilitlemeden önce oradan ayrılan tek araç onunkiydi. | Open Subtitles | لقد كانتْ السيّارة الوحيدة التي غادرتْ السّجن قبل إغلاقه، قبل الهرب. |
Beni dinle, Hapishaneyi arayıp nerede olduklarını öğrenebilirim. | Open Subtitles | ،إصغي إليّ يُمكنني أن أتصل بالسجن .وأكتشف بالضبطِ عن مكانهم |
Öğrenmenin en kolay yolu Hapishaneyi arayıp sormak. | Open Subtitles | أسهل طريقة لمعرفة هذا هي الأتصال بالسجن ونسألهم. |
Öğrenmenin en kolay yolu Hapishaneyi arayıp sormak. | Open Subtitles | اسهل طريقة لأكتشاف الامر هي الاتصال بالسجن والسؤال |
Onu kullanacaksan Hapishaneyi arayıp, rezervasyon yaptıralım. | Open Subtitles | كيب، سنستخدم حجراً! نحن وكأننا نتصل بالسجن |
Beyinsiz budala. Tekrar Hapishaneyi boylayacaksın. | Open Subtitles | أيها الوغد الأحمق سوف تنتهي بالسجن |
Hapishaneyi sorun etmem de, burayı daha çok seviyorum. | Open Subtitles | لا أمانع بالسجن فقط أحب هذا المكان أكثر |
Hapishaneyi düşün, "amaç" ile "kazara" aynı şeyler değil. | Open Subtitles | -بدون قصد إذا تعلق الأمر بالسجن, فلا فرق بين المقصود و غير المقصود |
Hapishaneyi arayacağım. Onlarda anahtar vardır. | Open Subtitles | سأتصل بالسجن محتمل أنهم يملكون المفتاح |
Başkan'la görüştüğün zaman Hapishaneyi saran birlikleri bir an önce çekmezse bunun ağır sonuçları olacağını söyle. | Open Subtitles | بمجرّد أنْ يكلمك الرئيس على الهاتف سوفتوضحذلكله.. أنهُ إنْ لم يسحب هذه القوات المحاطة بالسجن فوراً سوف تكون هناك عواقب وخيمة |
Hapishaneyi aradım. | Open Subtitles | .كلّا, لايُمكنني, لقد إتصلتُ بالسجن |
- Alo. Bana Hapishaneyi bağla, Gladys. | Open Subtitles | -مرحباً ، صلينى بالسجن يا " جلاديس " |
Niyetim bu Hapishaneyi normal düzenine döndürmek. | Open Subtitles | في نِيَتي إعادَة الروتين الطَبيعي لهذا السِجن |
Gardiyanlar tüm Hapishaneyi kapatacaklar. | Open Subtitles | سيُقفلُ الضباط هذا السِجن بشكلٍ تام |
Hiç bir Hapishaneyi kapatmayacağız. | Open Subtitles | لن نغلق أي سجون |
Böylece lanet Hapishaneyi dava edebilirdim. | Open Subtitles | حتى أتمكن من مقاضاة ذلك السجن الذي يشبه حفرة من الجحيم |
Tesoro, kendini dünyaya bir kral olarak göstermek için üzerimizdeki şehrin altınlarının birazını Altın Hapishaneyi yapmakta kullandı. | Open Subtitles | لإثبات مكانته كملِك العالَم، إستخدم بعض الذّهب من المدينة في الأعلى لبناء هذا السّجن الذّهبيّ. |