Ölüyor olabilir, hala konuşamıyor ve vaktinizi bununla mı harcıyorsunuz? | Open Subtitles | لا، ربما تحتضر لازالت لا تتحدث و تضيع وقتك بهذا |
Pekala, şimdi beni dinleyin, Komiser, hem kendi zamanınızı hem benimkini, hem de şubenin zamanını boşuna harcıyorsunuz ve buna son vereceksiniz. | Open Subtitles | حسناً اسمعني ملازم أنت تضيع وقتي ووقتك ووقت القسم وهذا سوف يتوقف |
Söyledim ya, sadece evet ya da hayır deyin. Vaktimi boşa harcıyorsunuz! | Open Subtitles | لا, أخبرتك ألا تقول سوى نعم أو لا إنك تهدر وقتي |
Sanırım siz kara insanları, zamanınızın çoğunu neden diye sorarak boşa harcıyorsunuz. | Open Subtitles | أعتقد أنكم .. أيها الارضيون تضيعون وقتاً كثيراً وأنتم تسألون أنفسكم .. |
Polisin zamanını harcıyorsunuz yani? | Open Subtitles | انتى تضيعين وقت الشرطة ، اليس ذلك صحيح ؟ |
Selam hanımlar. hala vaktinizi bu aptalca şey için mi harcıyorsunuz? | Open Subtitles | أهلاً يا سيداتي ألا زلتم تهدرون وقتكم على هذا الشيء؟ |
Bu şekilde zamanınızı boşa harcıyorsunuz. | Open Subtitles | هكذا تكون النتيجة عندما تضيع وقت فراغك على هذا الباب. |
20 dakika önce aradınız ve arabanın sizde olduğunu söylediniz, hadi gelin, alın dediniz, ama şu hale bak zamanımızı boşa harcıyorsunuz. | Open Subtitles | و طلبت مني الحضور لاستلامها و .. و ها أنت الآن ، تضيع وقتي و وقت زوجتي |
Eğer ailesini arıyorsanız, vaktinizi boşa harcıyorsunuz. Bu sabah ayrıldılar. | Open Subtitles | إذا كنت تبحث عن البشر فأنت تضيع الوقت، لقد رحلوا هذا الصباح |
Eğer eski kocam hakkındaysa, zamanınızı boşa harcıyorsunuz. | Open Subtitles | إذا كان هذا بخصوص زوجي السابق أنت تضيع وقتك |
mahkeme kararına gerek yoktu Herkesin zamanını boşa harcıyorsunuz | Open Subtitles | لست بحاجة الى امر محكمتك انت تهدر وقت الجميع |
Söyledim ya, sadece evet ya da hayır deyin. Vaktimi boşa harcıyorsunuz! | Open Subtitles | لا, أخبرتك ألا تقول سوى نعم أو لا إنك تهدر وقتي |
Söyledim ya, sadece evet ya da hayır deyin. Vaktimi boşa harcıyorsunuz! | Open Subtitles | لا, أخبرتك ألا تقول سوى نعم أو لا إنك تهدر وقتي |
Öğrenecek hiçbir şey yok, yani hepiniz boşa zaman harcıyorsunuz. Evinize gidin. | Open Subtitles | ليس هناك شئ لتتعلمه لذا انتم جميعا تضيعون وقتكم , اذهبوا للبيت |
Bakın, vaktinizi boşa harcıyorsunuz. Babam hala dışarıda bir yerlerde. | Open Subtitles | إنظري، أنتم تضيعون الوقت لازال أبي بالخارج في مكان ما |
Hiçbir işe bulaşmadım ben. Vaktinizi harcıyorsunuz. | Open Subtitles | لست متورطاً فى أى شئ أنكم تضيعون وقتكم فحسب |
Bırakmamı söylemek için geldiyseniz, vaktinizi boşa harcıyorsunuz. | Open Subtitles | إن كنتِ تطلبين مني الإنسحاب، فأنتِ تضيعين وقتكِ |
Benden söylemesi babamı soruşturarak vaktinizi boşa harcıyorsunuz. | Open Subtitles | فإنّكم تهدرون أوقاتكم بالتحقيق في أمر والدي |
Aksi takdirde, zamanınızı harcıyorsunuz. | Open Subtitles | عدا ذلك، فأنتما تهدران وقتكما. |
Gençliğinizi; aileniz, kendiniz ve toplumunuz için bir şeyler yapmak için harcıyorsunuz ama yaşınız ilerleyince, onu elinizden alıveriyorlar. | Open Subtitles | ان تنفق شبابك في محاولة لبناء شيء لنفسك وعائلتك، ومجتمعك فقط لمشاهدته يُؤخذ جميعه بعيدا عنك في سن الشيخوخة |
Tabii ki ama zamanınızı boşa harcıyorsunuz. Adamı ben öldürmedim. | Open Subtitles | بالتأكيد ، ولكن أنتِ تهدرين وقتكِ أنا لم اقتل الرجل |
Aslında, zamanınızı boşa harcıyorsunuz. | Open Subtitles | في الحقيقة، أنت تُهدرُ وقتَكَ. |
Vaktinizi ne diye bizimle konuşarak harcıyorsunuz ki? | Open Subtitles | مالذي تُضيع وقتكَ في شرحه لنا ؟ |
Pardon ama, ben sizi kurtarmaya çalışıyorum koca Harvard okuma haftasını boşa harcıyorsunuz. | Open Subtitles | اعذراني، أنا فقط أحاول أن احفظكما من تضييع كل وقت أسبوع هارفرد للقراءة |
Efendim, yabancılarla konuşarak vaktinizi harcıyorsunuz ki sonucunda başımıza güneş geçecek. | Open Subtitles | سيدى، أنت تضيّع وقتك بالكلام مع الغرباء. سنصاب جميعا بضربة شمس قوية |
İkiniz de değerli zamanı harcıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم الاثنين تضيعو وقت ثمين في الهزال. |
Vaktinizi boşa harcıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تضيّعين وقتكِ. |
Zamanınızı boşa harcıyorsunuz, dedektif. Yer bilgisini bu sabah değiştirmiştim. | Open Subtitles | "أنتِ تُضيعين وقتكِ، أيتها المحققة لقد زوّرتُ البيانات، هذا الصباح" |