Köprü üzerinde hareket halindeki bir araçtan tek atma kadehinin içine uçmak gibi olur. | Open Subtitles | سيبدو الأمر أشبه بالقفز من سيارة متحركة من على الجسر في كوب صغير |
Köprü üzerinde hareket halindeki bir araçtan tek atma kadehinin içine uçmak gibi olur. | Open Subtitles | سيبدو الأمر أشبه بالقفز من سيارة متحركة من على الجسر في كوب صغير |
Hatırladığım bir sonraki şey, hareket halindeki bir arabadan atılmamdı. | Open Subtitles | آخر ما أعلمه أنني رميت من سيارة وهي تتحرك |
Hatırladığım bir sonraki şey, hareket halindeki bir arabadan atılmamdı. | Open Subtitles | آخر ما أعلمه أنني رميت من سيارة وهي تتحرك |
Yolun kenarında yürüyorsunuzdur ve bir kamyon gelip size çarpar ya da hareket halindeki bir trene atlayarak binmeyi deniyorsunuzdur işe geç kalmışsınızdır ve pantolonunuzun paçası sıkışır kalır. | TED | تمشي على جانب الطريق ثم تصطدم بك شاحنة أو أن تقفز من أمام قطار عندما تكون متأخرا عن العمل، وتتعثر بطرف بنطالك |
hareket halindeki bir ses kaynağını düşünelim. Örneğin bir tren düdüğü. | TED | تخيّل الآن مصدر صوتٍ متحرك، كصافرة قطار. |
Genetik olarak oynanmış canavarlar tarafından saldırıya uğradığımı varsayarsak, ayrıca hareket halindeki bir araçtan atlamak, çayır boyunca kovalanmak, bir işkence odasına götürülmek, çürüyen etten oluşan bir dağa yuvarlanmak, evet, hormonlarımın lanet olası dengelenmeye ihtiyacı var. | Open Subtitles | باخذ الاعتبار اني تعرضت للهجوم من وحوش معدلة جينيا اقفز من سيارة وهي تتحرك اتعرض الى المطاردة |
hareket halindeki bir treni soymak - mümkün değil. | Open Subtitles | محاولة السطو على قطار متحرك لا يمكن القيام بها |
Sayın Yargıç, cinayet kurbanı denilen kişilerden biri, kendini hareket halindeki bir trenin altına attı. | Open Subtitles | شرفك، أحد هذه مدعوّن ضحايا القتل رموا نفسه تحت قطار المسافر. |
hareket halindeki bir trenden 10.000 kg antika çalmak ve o trende en az 20-30 polis olacak. | Open Subtitles | أخذ 10,000 كيلو جرام من الآثار من قطار متحرك وربما يوجد في القطار حوالي 20 إلى30 شرطي |