Çok harika işler yapıyorlar, opera takvimini yanlış okumak gibi. | Open Subtitles | انهم يقومون بأشياء عظيمة, مثل القراءة الخاطئة لجدول عروض الاوبرا |
Bilgisayar'ın harika işler yapmasına ihtiyacın yok senin. | Open Subtitles | أنت لست بحاجة إلى تقاطع لكي تقوم بأشياء عظيمة |
Bilgisayar'ın harika işler yapmasına ihtiyacın yok senin. | Open Subtitles | أنت لست بحاجة إلى تقاطع لكي تقوم بأشياء عظيمة |
Vinod Khosla, harika işler yapan ve ilginç olasılıkları olan şirketlere yatırım yapıyor ve ben de buna destek olacağım. | TED | يستثمر فينود خوسلا في العديد من الشركات التي تفعل أشياء عظيمة ولديهم فرص مثيرة، وأنا أحاول دعم ذلك. |
Hey, birlikte harika işler yapacağız, sen ve ben. Lauren... Bu konuda hiç yalan söylemedim. | Open Subtitles | سنفعل أشياء عظيمة سوية ، أنا و انت لورين لم أكذب عليك أبدا بهذا الشأن |
Bunlar gibi uydular gezegenimizi anlamamıza yardımcı olacak harika işler yaptılar. | TED | وتقوم هذه الأقمار بعمل رائع في مساعدتنا لفهم كوكبنا |
Çünkü harika işler çıkarıyorsun. | Open Subtitles | بسبب أنك تقوم بعمل عظيم. |
Birlikte harika işler başaracağımızı düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أننا سنقوم بأشياء عظيمة سويةً |
Belki de ben kendimi baskı altında hissetmişimdir. Çünkü onlar harika işler yaptı. | Open Subtitles | لأنني وضعت الضغط على نفسي لأنهم قاموا بأشياء عظيمة ولكن... |
Bu klinik'de Marcela harika işler yapıyor. | Open Subtitles | مارسيلا) تقوم بأشياء عظيمة في هذه العيادة) |
harika işler yapmayı. | Open Subtitles | القيام بأشياء عظيمة |
harika işler yapmayı. | Open Subtitles | القيام بأشياء عظيمة |
harika işler yapacaksın. | Open Subtitles | ستقوم بأشياء عظيمة |
Bu arada, bu yıl harika işler başardın. | Open Subtitles | وبالمناسبة لقد أنجزت أشياء عظيمة هذا العام |
Evet, harika işler başarmak için yardımcılarının olması gerekir. | Open Subtitles | -اممم . نعم، المساعدين يفعلون أشياء عظيمة. |
Gerçek şu ki, başka ortaklıklar da ayrılıyor ve her insan harika işler çıkartıyor. | Open Subtitles | الحقيقة هي أنّ هُناك شراكات انفضت... وكلا الجانبين مضيا لينجزا أشياء عظيمة. |
Görünüşe göre sen ve ben harika işler başaracağız, Nathan. | Open Subtitles | يبدو أنه مقدر لنا أن نفعل أشياء (عظيمة معاً يا (ناثان |
Gerçekten harika işler. | Open Subtitles | أشياء عظيمة بالفعل |
Gördüğün gibi bizim için harika işler yapıyor. | Open Subtitles | إنها تقوم بعمل رائع لنا كما ترى |
API'da harika işler yaptın. | Open Subtitles | لقد قمت بعمل عظيم في المعهد |
Oysa harika işler çıkarıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يقومون بعملٍ مُذهل. في الواقع قاموا بعمل مذهل جداً. |