Bu memelilerin bu kadar mesafeyi, bu kadar hızlı katedip, ...böyle bir Hasatı toplamasını mümkün kılan şey, onların uçuş gücüdür. | Open Subtitles | إنها قوة الطيران فقط ما يتيح لهذه الثديـّات السفر بعيداً جداً وسريعاً جداً، حيث يُمكنهم جني هذا الحصاد في وقتٍ قصير. |
Yaz geldiği gibi geçti, güz Hasatı başlayıverdi. | Open Subtitles | مرّ الصيف سريعًا، وحان موعد الحصاد في الخريف |
Eğer Hasatı gerçekleştirecekseniz onunla bensiz yüzleşmek durumunda kalırsınız. | Open Subtitles | لأنّ هذا ما ستجدن أنفسكن فيه إن أمضيتن في أتمام الحصاد |
Üstelik temmuzdayız. Meyve Hasatı zamanı. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أننا فى شهر يوليو موسم حصاد الفاكهة |
Bilirsin, sıcak kabak suyu içmek veya Hasatı kutlamak ya da ölüleri onurlandırmak gibi. | Open Subtitles | تعلمين كتناول حساء اليقطين الساخن أو الإحتفال بالحصاد أو تكريم الموتى المباركين |
Araf'a gönderilme kısmına kadar gidemediğimden Hasatı tamamlayamadılar. | Open Subtitles | لم أكمل لجزء البرزخ مما يعني أنّ الحصاد لم يكتمل |
Hasatı tamamlamama yardım et, ben de senin için laneti bozayım. | Open Subtitles | ساعديني لإتمام الحصاد وسأعكس اللّعنة من أجلك |
Daha çok zamanımız olduğunu sanıyordum ama artık Hasatı hemen tamamlamamız gerek. | Open Subtitles | ظننت أنّنا نملك وقتًا أطول، لكنّنا بحاجة لإتمام الحصاد فورًا. |
Hasatı tamamlayabilmek için ve seni geri getirebilmek için büyü yapabileceğine inanıyordu. | Open Subtitles | آمنت أنّ بإمكانها استخدام السّحر لإكمال الحصاد واستعادتك. |
Çekeceği ceza, Hasatı önlemeye çalıştığı için ona müstehak. | Open Subtitles | عقابه سيكون كفّارة عن محاولاته منع إتمام الحصاد. |
çünkü Hasatı organize eden, tahılı toplayan, tanrılara sunan, tanrıların yemediklerini de insanlara geri veren bu tapınaklardı. | TED | لأن المعابد كانت تقوم بتنظيم الحصاد, و التجمع عند الحبوب , و تقديمها للآلهة, ثم تقديم الحبوب التي لم تأكلها الآلهة إلى الناس. |
Bana yardım etmek zorundasın çünkü Hasatı tamamlayamamamız durumunda bir daha büyü yüzü göremeyiz. | Open Subtitles | ستساعدينني ... لأنّنا لو لم نكمل الحصاد فستنقطع صلتنا بالسحر للأبد وهذا لن ينعكس بالإيجاب على عائلتك |
Öyle mi dersin? Hasatı tamamlamak için sadece birkaç haftamız kaldı. | Open Subtitles | أجل، أمامنا بضعة أسابيع لإتمام الحصاد. |
Hasatı yapacak takım yolda. | Open Subtitles | فريق الحصاد في طريقهم |
Bailey? Organ Hasatı için acile bir stajyer lazım. | Open Subtitles | (بايلي)) أريد مستجد في غرفة الطوارىء لمقابلة المتبرع لعملية الحصاد |
Hasatı tamamlamak istiyorlar. | Open Subtitles | يردن إكمال الحصاد. |
Hasatı da toplamayı da burada yaptılar. | Open Subtitles | الحصاد والجنيْ تمّا هنا |
Hasatı tamamlamanın bir yolunu buldum. | Open Subtitles | -وجدت طريقة لاتمام الحصاد . |
Bir, Rus Hasatı herkesin düşündüğü kadar kötü olmayacak...ve iki üçüncüsü de, kız arkadaşının boynundaki mücevherlere bakılırsa, onu mutlu etmek için her peniye ihtiyacınız olacak sanırım. | Open Subtitles | أولاً حصاد القمح الروسي لن يكون بالسوء الذي يظنه الناس وثالثاً: بالنظر للحلي على عنق صديقتك |
Fakat üzüm Hasatı başladığında şansım tümüyle döndü. | Open Subtitles | ولكن كل ذلك اختلف عندما بدأ موسم حصاد العنب |
Kök hücre Hasatı yapmam istendi. | Open Subtitles | من أجل حصاد خلايا الجذع بعد أن ماتت أمُ شابة |
Ve Hasatı bile kutlayamadım. | Open Subtitles | لا أستطيع الإحتفال بالحصاد |