Grant'ı haberleşmenin başına geçir. Belki Hassan'ı bulur. | Open Subtitles | سيد كاهيل يذهب للطائرة ليري ان كان يستطيع تحديد مكان حسان |
Hassan'ı kullanarak nakit sağlıyordun. | Open Subtitles | كنت تحاولالحصول على المال عن طريق بيع حسان |
İranlılar, muhtemelen dosyaları takip ettiler Hassan'ı bulup onu öldürdüler ve şimdi senin peşindeler. | Open Subtitles | الإيرانيون على الأرجح قاموا بتعقب الملفات عثروا على حسان وقتلوه و الآن يسعون خلفك |
Hassan'ı bulmamız çok önemli. Her şeyin ortasında. | Open Subtitles | مهم جدا ان نجد حسان كل شئ يدور حوله |
Hassan'ı sor, Mouss'un gönderdiğini söyle. | Open Subtitles | اسأل عن حسان واخبره ان موسى ارسلك |
Sesli takip sistemi ile, Başkan Hassan'ı tuttukları daireyi tespit edeceğiz. | Open Subtitles | سنستخدم جهاز مراقبة صوتي لتحديد الشقة التي يحتجز بها الرئيس (حسان) |
- Elimde, Hassan'ı öldüren teröristlerinin Ruslar tarafından para aldığını ve bunu Rusların yaptığını gösteren bir video kaset var. | Open Subtitles | -أنا مصغٍ -لديّ تصوير رقمي يشير إلى أنّ أرهابيي الجمهورية الذين قتلوا (حسان) |
Hassan'ı vermek yanlış bir şey fakat New York'un göbeğinde 40 blokluk bir patlama düşünülemez bile. | Open Subtitles | تسليم (حسان) خطأ، لكن 40 مربع كأرض مقفرة في وسط مدينة (نيويورك) أمر عير قابل للتفكير |
Ama zaman geçtikçe, fikri değişecektir ve Hassan'ı verecektir. | Open Subtitles | لكن مع تزايد ضغط الوقت سوف تغير رأيها وتسلم (حسان). |
Hassan'ı öylece verirsek Amerika Birleşik Devletleri ismini kirletebiliriz. | Open Subtitles | إذا سلمنا (حسان) ببساطة فنحن نخاطر بتشويه الاسم الطيب للولايات المتحدة |
Özünde Hassan'ı teröristlere vereceğiz fakat sanki onu rehin almışlar gibi göstereceğiz. | Open Subtitles | تحرك سري نسلم فيه (حسان) للإرهابيين لكن نجعل الأمر يبدو وكأنهم اختطفوه كرهينة |
Yardımı Hassan'ı ele geçirdikten sonra arayacağız, tamam mı? | Open Subtitles | سننتظر حتى نستحوذ على (حسان) قبل أن نتصل بالإسعاف، مفهوم؟ |
Çünkü Hassan'ı teröristlere vermezsek, New York'ta bir bomba patlatılacak. | Open Subtitles | لأن قنبلة قذرة ستنفجر في (نيويورك) ما لم نسلم (حسان) للإرهابيين |
Hassan'ı teröristlere teslim edeceğimiz gizli bir operasyon ama onu rehin almışlar gibi de görünecek. | Open Subtitles | نسلم فيها (حسان) للإرهابيين لكن نجعل الأمر يبدو وكأنهم اختطفوه كرهينة |
- Jack, başkan, Hassan'ı kurtarmak için elimizden geleni yapmamızı istiyor. | Open Subtitles | (جاك)، الرئيسة تريد أن نفعل ما يمكننا لاستعادة (حسان) |
Hassan'ı korumak için, aracı ve şoförü aynı anda vurmalıyız. | Open Subtitles | حتى نحمي (حسان) علينا أن نقضي على السائق والمركبة في آنٍ معاً الفرق التكتيكية على أهبة الاستعداد يا (جاك) |
Kendisini yakalamadan hemen önce Hassan'ı başka bir araca nakletmiş. | Open Subtitles | لقد تمكن من نقل (حسان) لمركبة أخرى قبل أن أصل إليه |
Desteğinize minnettarım ve umarım bu desteğiniz Başkan Hassan'ı bulana kadar devam eder. | Open Subtitles | أنا أقدر فعلاً مساندتكم وآمل أن أستطيع الاعتماد عليها لحين العثور على الرئيس (حسان) |
Takip edildikleri konusunda uyarılmış olmaları lazım. Bu yüzden Hassan'ı farklı bir arabaya naklettiler. | Open Subtitles | لا بد أنه تم إعلامهم أنهم ملاحقون لهذا نقلوا (حسان) إلى سيارة أخرى |
Hâlâ burada olmamın tek nedeni Başkan Taylor'a Başkan Hassan'ı koruyacağıma dair verdiğim söz. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي يجعلني أبقى هنا لأنني أعطيت الرئيسة (تايلور) وعداً أنني سأحمي الرئيس (حسان) |