Babam, iş edebiyata geldiğinde çok hassas ve bilgilidir. | Open Subtitles | ابي حساس و ثاقب البصر عندما يتعلق الامر بالادب |
Sen tanıdığım en hassas ve içgörülü insansın ve her zaman da öyle oldun. | Open Subtitles | أنت أكثر شخص حساس و ذو بصير عرفته على الأطلاق و لا طالما كنتَ كذلك |
Tanımıyorsun çocuğu sanki. Çok hassas ve duygusal. | Open Subtitles | حسنا، أنت تعرف كيف هو انه حساس و عاطفى |
Küba saldırısı, Birleşik Devletlere hayli hassas ve zorlu bir durum yarattı. | Open Subtitles | غزو كوبا، .. خلق ظروف صعبة ودقيقة جداً للولايات المتحدة |
Böylelikle hareketlerin inanıImaz bir biçimde hassas ve gerçeğe yakın olacak. | Open Subtitles | لهذا الحركات حية جدا ودقيقة |
Açıklıkları, ince kabuklu, yangına hassas ve küçük ağaçlar doldurdu ve ormanlarımız birbirine çok yakın ve birbirine değen ağaçlarla kaplanıp sık bir hâle geldi. | TED | أشجار صغيرة رفيعة الأغصان وحساسة للنيران ملأت الفراغات وأصبحت غاباتنا كثيفة ومليئة بأشجار متقاربة تتلامس مع بعضها |
Bu hassas ve ciddi bir mesele beni çok üzüyor. | Open Subtitles | إنها مسألة خطيرة وحساسة ضايقتني نوعاً ما |
Bu ise: Evet ben çok hassas ve ilgiliyim. | Open Subtitles | و هذا قال أنا حساس و أهتم بالآخرين" |
Onun hassas ve zeki olduğunu sandım. | Open Subtitles | ... ظننتانه حساس و ذكي |
hassas ve hoş biri. | Open Subtitles | حساس و وسيم |
hassas ve hoş biri. | Open Subtitles | حساس و وسيم |
Sen çok hassas ve naziksin. | Open Subtitles | أنت حساس و طيب |
Böylelikle hareketlerin inanılmaz bir biçimde hassas ve gerçeğe yakın olacak. | Open Subtitles | لهذا الحركات حية جدا ودقيقة |
Zamanlama iyi değildi. Bu çok hassas ve kırılgan bir durum. | Open Subtitles | التوقيت لم يكن مناسبا هذه حالة هشة وحساسة جدا |
Ama biliyorsun, steroid kullanmaya başladığından beri çok hassas ve alıngan. | Open Subtitles | ولكن ، كما تعلمون ، انه تم حساسة جدا وحساسة... ... منذ ذلك الحين بدأ القيام المنشطات. |