Saçıyla ilgili bir hastalığı var, yani saç tıraşı olmuyor çünkü saçı çıkmıyor. | Open Subtitles | لديه مرض جعله يحلق راسه تخيل انه لا يضطر لان يحلقها لانه لايمكن ان ينمو الشعر بها فى المقام الاول |
Saçıyla ilgili bir hastalığı var, yani saç tıraşı olmuyor çünkü saçı çıkmıyor. | Open Subtitles | لديه مرض يحتم عليه أن يكون رأسه أصلعاً لكن، لا يجب عليه أن يحلق رأسه بإستمرار لأنه لا يخرج منه أية شعرة |
Lyme hastalığı var. Her şeyi açıklıyor. | Open Subtitles | إنه مصاب بداء لايم وهذا يفسر كل شيء |
Kısa süreli bir hafıza kaybı hastalığı var 15 dakikadan fazlasını hatırlamıyor. | Open Subtitles | إنه يعاني من مرض فقدان الذاكرة على المدى القصير و لا يمكنه تذكر أكثر من 15 دقيقة |
Kronik granülomatöz hastalığı var. | Open Subtitles | لديه داء الورم الحبيبي المزمن |
Bu kadının ender görülen bir hastalığı var. 9 saat boyunca acılar çekti. | Open Subtitles | هذه المرأة تعاني من مرض نادر عانت من عذاب الموت وسكراته لتسع ساعات |
Bende kalp hastalığı var. Oynarsam, ölebilirim. | Open Subtitles | أنا مصاب بمرض قلبى و إذا لعبت فربما أموت |
Sende şeker hastalığı var. | Open Subtitles | أنتَ مصابٌ بداء السكّر |
Harika. Babamın da gut hastalığı var ben de 1 milyon$ alabilir miyim? | Open Subtitles | عظيم ، والدي لديه مرض النقرس هل يمكنني الحصول على مليون دولار؟ |
76 yaşında, uzun vadeli gizli hastalığı var ve şehrin eteklerindeki villasında yanında sürekli kişisel doktur var. | Open Subtitles | عمره 76 لديه مرض عضال و لديه طبيب شخصي يرافقه في جميع الأوقات |
Mesela, kuzeydoğuda şiddetli bir kış, çocuğunun astım hastalığı var, ısıtıcın kapatılmış, ve tabii soğuk hava çocuğunun astımını tetiklediğinden sen de hastanenin bekleme salonundasın. | TED | لذلك فصل الشتاء قاسي في شمال شرق البلاد، ابنك لديه مرض الربو, التدفئة توقفت في المنزل، وطبعا انت في غرفة الانتظار لغرفة الطوارى، وذلك لأن الهواء البارد أثار الربو عند طفلك. |
Kör olmak üzereymiş. Korkunç bir göz hastalığı var. | Open Subtitles | إنه سيصاب بالعمى لديه مرض فظيع بعينيه و سيفقد بصره... |
Sara hastalığı var, sana söylemem gerekiyordu. | Open Subtitles | . لديه مرض الصرع كان يجب أن أخبرك |
Adrenal kriz geçiriyor. Addison hastalığı var. Ne? | Open Subtitles | (لديه أزمة (أدرينالين (إنه مصاب بداء(آديسون |
Terry'de Parkinson hastalığı var, tatlım. | Open Subtitles | العم (تيري) مصاب بداء (باركينسون) يا عزيزتي |
Bu genç adamın von Hippel-Lindau denen bir hastalığı var. | Open Subtitles | هذا الشاب يعاني من مرض يدعى "فون هيبل ليندو " |
-Cilt hastalığı var | Open Subtitles | انه يعاني من مرض جلدي واصبح جسده بارد كالقذاره |
Onlar ona yardım ediyordu. Bağırsak dışı Crohn's hastalığı var. | Open Subtitles | بل كانت تساعده لديه داء (كرون) خارج الأمعاء |
Kızımın ölümcül akciğer hastalığı var... Bu onu öldürüyor. | Open Subtitles | إبنتي تعاني من مرض رئوي متقدم وهو يقتلها. |
Kocamın çaresi olmayan, ölümcül bir hastalığı var. | Open Subtitles | زوجي مصاب بمرض لا علاج له سيقتله بالنهايه |
Bende Huntington hastalığı var. Ölüyorum. | Open Subtitles | أنا مصابٌ بداء "هانتنغتون" |
Bu hastanın çok nadir görülen bir hastalığı var, belki bir daha görmezsiniz. - FOP. | Open Subtitles | هذه المريضة مصابة بمرض نادر جداً لربما لن تروه مجدداً |
Momoko, küçüklüğünden beri el ve ayak kaslarının sürekli sertleştiği bir hastalığı var. | Open Subtitles | منذ أن كانت موموكو في الخامسة من العمر، قد كانت لديها حالة صحيّة تجعلُ العضلات في أطرافها تغدو أصلب فأصلب |
Karımın Hodgkin hastalığı var. | Open Subtitles | زوجتي لديها داء هودجكين *نوعمنالأوراماللمفاوية* |