Dayılarım içkinin neden olduğu hastalıklardan ölmüşlerdi. | TED | وأعمامي توفوا بسبب أمراض متعلقة بالكحوليات. |
Lütfen, filmlerinizde, oyunlarınızda, köşe yazılarınızda ciddi zihinsel hastalıklardan muzdarip insanlar görmemizi sağlamaya devam edin. | TED | أرجوكم، استمروا في عرض الشخصيات في أفلامكم و مسرحياتكم و مجلاتكم من الذين يعانون من أمراض نفسية مزمنة |
İnsanlar tedavi edilebilir hastalıklardan ölüyorlar Güney Merkez Los Angeles'da. | TED | الناس يموتون بسبب أمراض يمكن معالجتها. في منطقة ساوث سنترال، لوس أنجلوس. |
Ve hastalıklardan uçarak uzaklaşabileceği için hiçbir zaman hasta olmaz." dedi. | Open Subtitles | سوبرمان يمكنه الطيران و لايمرض أبدا لأنه يطير بعيدا عن الأمراض |
Hayatınıza sporu dâhil etmek sadece daha mutlu ve koruyucu bir hayat sürmenize değil, beyninizin tedavisi olmayan hastalıklardan korunmasına da yardım edecek. | TED | وهي، إنّ إدخال التمارين إلى حياتك لن يعطيك حياة سعيدة وأكثر إنتاجيّة فحسب، بل ستحمي دماغك أيضاً من الأمراض العضال. |
Günümüzde, dünyanın her yerinde bu hastalıklardan birinin yok edilmesine hiç olmadığı kadar yakınız. | TED | لقد أصبحنا اليوم أقرب من ذي قبل للقضاء على واحد من تلك الأمراض في كل مكان حول العالم. |
Onlar, tamamıyla tedavi edilebilir ya da önlenebilir hastalıklardan dolayı görme engelliler. | TED | إنهم مكفوفون بسبب أمراض يمكن علاجها أو الوقاية منها كليا. |
Yüz yıl önce, zatürre gibi bulaşıcı hastalıklardan ölüyorduk; yakalandığımız takdirde ölümümüz hızlı oluyordu. | TED | قبل مائة سنة، اعتدنا الموت جراء أمراض معدية كالالتهاب الرئوي، حتى أنها إن استحكمت فينا، ستأخذ أرواحنا بسرعة. |
İnsanlar kanser veya kalp hastalıklarından yani bugün Batı'da bizim çektiğimiz yaşam tarzı kaynaklı hastalıklardan ölmedi. | TED | لم يمت معظم الناس بسبب السرطان أو أمراض القلب، أمراض نمط الحياة التي تصيبنا اليوم في الغرب. |
Örneğin, diyabet veya kronik bağırsak iltihabı gibi hastalıklardan muzdarip insanlar bağırsaklarında tipik olarak eksik mikrobiyal çeşitliliğe sahiptir. | TED | كمثال، البشر الذين يعانون من أمراض مثل السكري أو التهاب الأمعاء المزمن يكون لديهم تنوع أقل من الميكروبات في أمعائهم. |
Ve araştırma gösteriyor ki bu geri alacağımız yıllar, kronik hastalıklardan, kalp hastalıklarından, kanserden ve diyabetten uzak olacak. | TED | والابحاث تظهر لنا أن هذه السنوات من الممكن ان تكون خاليه من الآمراض المزمنه , أمراض القلب، السرطان و مرض السكري. |
Onları kutsadığını sanmıyorum çünkü... ..savaş süresince on sekiz bin asker zührevi hastalıklardan açığa alınmıştı. | Open Subtitles | لا أظن أنه قام بمباركتهم لإن حوالي 18,000 منهم أصابتهم أمراض تناسلية خلال الحرب. |
Kardiyovasküler hastalıklardan ölen insanların sayısı her yılın her gününün her saatinde dört jumbo jetin düşmesine denk. | Open Subtitles | مقدار الناس الذين يموتون من أمراض القلب والشرايين مساوٍ لـ 4 طائرات ضخمة تتحطّم كل ساعة، كل يوم، كل سنة. |
Hala, 7.6 milyon çocuk her sene ölüyor, önlenebilen, tedavisi olan hastalıklardan, ve 178 milyon çocuk eksik besleniyor bu dublörlük, çok kötü bir isimlendirme, ve bu da demek oluyor bu çocuklar ömür boyu ki bedensel ve zihinsel bozulmalar yaşayacak. | TED | بقي 7.6 مليون طفل يموتون سنويًا من أمراض يمكن الوقاية منها و يمكن علاجها، و 178 مليون طفل يعانون من سوء التغذية إلى حد التقزم، و التي هي مرحلة مروعة و التي تعني تدهور جسدي و عقلي مدى العمر. |
Bu çözüm bulamadığımız şu nadir görülen hastalıklardan biri değil. | TED | الجوع ليس أحد تلك الأمراض الغامضة والتي لا نملك علاجاً لها. |
Her gün, 50 bin insan bu hastalıklardan dolayı erken ölüyor. | TED | خمسين ألف شخص يوميًا يموت قبل أوانه من هذه الأمراض. |
Önümüzdeki on yıllar, hastalıklardan korunma, genel sağlık ve yaşam kalitesi konularında | TED | إن العقود من الزمن الآتية ستشهد تقدما دراماتيكيا في الوقاية من الأمراض و الصحة العامة و جودة الحياة. |
Bulaşıcı hastalıklardan ellisi, insan dışkısıyla taşınıyor. | TED | إن خمسين نوع من الأمراض المعدية ينتقلون عبر قاذورات الإنسان. |
UNICEF, 2011’de beş yaş altı 6,9 milyon çocuğun önlenebilir, yoksulluk kaynaklı hastalıklardan öldüğünü bildirmiş. | TED | 6.9 مليون طفل دون سن الخامسة ماتوا من الأمراض القابلة للوقاية والمرتبطة بالفقر. تعتقد اليونيسيف أن هذه أخبار سارّة |
Ben kendi adıma, bulaşıcı hastalıklardan uzak durmak istedim ve öyle yapmadım. | TED | لنفسي، حاولت الابتعاد عن الأمراض المعدية، ولم أفلح في هذا. |
Doğrusu, belki biliyorsunuzdur Amerika'da sağlık hizmetleri maliyetinin üçte ikisi, kronik hastalıklardan dolayıdır. | TED | في الحقيقة، ربما تعلمون أن ثلثي نفقة العناية الصحية في الولايات المتحدة الأمريكية تنفق على الأمراض المزمنة. |