Aynı zamanda bu bölgenin hastalıklarla baş edebilme konusunda da en zayıf ülke olduğunu da görüyoruz. | TED | نحن أيضاً نرى أن هذه المنطقة لديها أقل مقدرة بالنسبة للتعامل مع هذا المرض. |
Eğer hastalıklarla savaşmak istiyorsak bütün hastalıkların en korkuncuyla savaşalım... | Open Subtitles | إذا أننا سنكافح المرض فدعونا نكافح ..... أكثر الأمراض الفظية |
Ben de kötü insanları ve diğerlerine zararlı olan insanları hastalıklarla ve kazalarla öldüreceğim. | Open Subtitles | سأقتل تدريجياً الناس اللاأخلاقيين والذين يزعجون الآخرين من خلال المرض أو الحوادث |
Eğer hastalıklarla savaşmak istiyorsak bütün hastalıkların en korkuncuyla savaşalım... | Open Subtitles | لو أننا سنحارب مرضاً فلنحارب واحداً من أفظع الأمراض قاطبة |
hastalıklarla savaşmak için alternatiflere, böylece antibiyotik ve kimyasallara daha fazla ihtiyaç duymayacağız, balıkların ne zaman acıktıklarını hisseden otomatik besleyicilere, böylece yemden tasarruf yapıp çevreyi de daha az kirletiriz. | TED | من البدائل لمحاربة الأمراض فنقوم بالإستغناء عن المضادات الحيوية والمواد الكيميائية إلى استخدام أجهزة تقديم الغذاء الآلية التي تشعر أن كانت الأسماك جائعة لكي نوفر في الطعام المستهلك ونقلل من التلوث. |
Kronik ve ölümcül hastalıklarla yaşayan çok sayıda insan var, herhangi bir ileri yaşta olan. | TED | هنالك أرقام مسجلة لحالات تعيش مع أمراض مزمنة وعضال حتى عمر متقدم |
Hele bir de masanın üstünde bulaşıcı cinsel hastalıklarla ilgili ilanı gördülerse. | Open Subtitles | خاصة عندما يمرر لك كتيب عن الامراض المتناقلة جنسيا عبر الطاولة |
Grup tüm o stresle, baskıyla ve hastalıklarla uğraşıp, o şartlarda sahneye çıkarak on üzerinden on aldı. | Open Subtitles | تي أون من أصل عشرة للفرقة لطرح مع هذا الضغط وهذا المرض. والخروج على خشبة المسرح مع تلك الظروف. |
Çünkü, bizlerin moralini bozmak, zayıflıklarımız hakkında yalanlar uydurmak, hastalıklarla ilgili hikayeler yaymak derdindesin! | Open Subtitles | ,منذ كنت تسعى إلى إحباط للكذب حول نقاط الضعف لدينا وإختلاق حكايات عن المرض |
Bu şehrin mizahı yüzyıllardır hastalıklarla doludur. | Open Subtitles | قد شاع صيت هذه المدينة منذ قرون بشأن هذا المرض |
Bu durumla ülkenin Bulaşıcı hastalıklarla Mücadele ekibi ilgilenmeli. | Open Subtitles | هذا يجب أن يتمّ التعامل معه من قِبل مركز عمليات المرض في بلدنا. هذه هي أفضل طريقة. |
Ben bunu söylemiyorum. Bu hoş. Ama bir aile üzerinde yarattığı etkiyi düşünün: eğer veliler işe alınırsa ve çocuklarının okula gitmelerini sağlayabilirlerse o zaman bu hastalıklarla savaşmak için ilaçları kendileri satın alabilirler. | TED | لا بأس بذلك . ولكن تخيل التأثير على الأسرة : إذا كان الوالدان يمكن توظيفهم والتأكد من ذهاب أولادهم إلى المدرسة ، يمكنهم شراء الأدوية لمكافحة المرض نفسه. |
Ama İngilizce'yle daha geniş bir muhabbete katılabilirsiniz. Küresel sorunlarla ilgili küresel bir muhabbete katılabilirsiniz. İklim değişikliği veya yoksulluk gibi küresel sorunlarla ilgili muhabbete katılabilirsiniz. Veya açlık veya hastalıklarla ilgili muhabbete katılabilirsiniz. | TED | لكن مع الانجليزية يمكنك أن تكون جزءاً من حوار أوسع. حوار عالمي عن مشاكل عالمية. مثل تغير المناخ أو الفقر. أو الجوع أو المرض. |
Bu yüzden kendime soruyorum: Neden hastalıklarla savaşmak için olan bu daha hassas, daha akıllıca, daha iyi yolu sadece zengin kesimin kullanımıyla sınırlandıralım? | TED | لذلك بدأت أسأل نفسي لم يجب أن نحدد هذه الطريقة الأكثر فاعلية وذكاء ودقة في معالجة الأمراض في العالم الغني فقط؟ |
Çünkü bulaşıcı hastalıklarla uğraşırken, yaşayan sistemlerle uğraşıyoruz. | TED | لأننا عندما نتعامل مع الأمراض المعدية فإننا نتعامل مع أنظمة حية. |
Bulaşıcı hastalıklarla savaşırken kendilerini tehlikeye atan sağlık çalışanlarımız var; çok az araç ve kaynakla bizi korumaya çalışıyorlar. | TED | هناك عمال الرعاية الصحية الذين وضعناهم لمكافحة الأمراض المُعدية، لكى نحمى أنفسنا ببعض الأدوات والموارد البسيطة |
hissi. Mükemmeliyetçiliğin bu türünün ciddi mental hastalıklarla bir bağı var. | TED | هذا العنصر من المثالية له إرتباط مع الأمراض النفسية الخطيرة |
Çoğu sözünü etmenin bile yasak olduğu hastalıklarla telef oldu. | Open Subtitles | رغم أنهم يعانون من تقرحات جلدية نتيجة أمراض لايمكننا التحدث عنها |
Ben de kötü insanları ve diğerlerine zararlı olan insanları hastalıklarla ve kazalarla öldüreceğim. | Open Subtitles | سأشرع في قتل أولئك الذين يسببون المشاكل للأبرياء وذلك عن طريق جعلهم يموتون جراء أمراض أو حوادث |
"Eğer herhangi biri bu hastalıklarla şekeri bağlantılandırırsa, bittik demektir. | Open Subtitles | لو اي احد, ربط هذه الامراض بالسكر فسوف نفنى |
Fabrikalarının hastalıklarla bağlantısı olmadığını iddia etmişti. | Open Subtitles | و زعموا أنه لا يوجد دليل مباشر يربط بين مصانعهم و تشخيص المرضى |