Soylulara karşı gelme konusunda çok katıydın ve ben hastalandım. | Open Subtitles | كنتِ مصره على الوقوف فى وجه النبلاء ، وانا مرضت |
hastalandım ve şu an izindeyim ve iznimi New York'ta geçireceğim. | Open Subtitles | لقد مرضت .. وأنا فى إجازة .. وسأمضيها فى نيويورك |
İçki içip düzüşecektik ve ben hastalandım, kusmaya başladım. | Open Subtitles | كنا على وشك ان نمارس الجنس معا لكنى مرضت وبدأت بالتقايؤ |
Diyelim hastalandım, ki sizi temin ederim sık hastalanmam, ve gecenin yarısında kendimi rahatlatmak ihtiyacı doğdu. | Open Subtitles | فلنفرض أنني مرضتُ مثلاً ، و هذا عادة ... لا يحدث لي و أؤكد لك ذلك و اكنتُ بحاجة لأنن أريح نفسي ... في منتصف الليل لن يكون هذا ملائماً ، اليس كذلك ؟ |
Ertesi yıl, giriş sınavı yapacakları sıralarda hastalandım. | Open Subtitles | في العام الذي بعده، أصبت بالمرض بينما كانوا يجرون اختبارات للطلاب |
Bir sene önce hastalandım ve hastahane masrafları, elimizde avucumuzda bir şey koymadı. | Open Subtitles | إنظر, لقد مرضت قبل عام من الأن وفواتير الأطباء, أمتصت كل قرش صنعناه وزادت عن ذلك |
Bana olayı şu şekilde anlatmamı sağlıyor. Ekipten ayrılıp ormanda kayboldu, sonra hastalandım intihar tek mantıklı yoldu, bu kulağa doğru geliyor değil mi? | Open Subtitles | فسأقول لكَ، أنّي انفصلت عن الطاقم وتهتُ في الغابة ثم مرضت. |
10 yıl önce, Rod'la çıkmaya başladığımızda ben hastalandım. | Open Subtitles | قبل 10 سنين عندما بدأنا انا و رود نتواعد مرضت |
Geçen ay hastalandım ve bu kolumda belirdi. | Open Subtitles | أوه، لقد مرضت الشهر الماضي مباشرة بعد أن ظهرت هذه على ذراعي |
Bir hafta için okul kampıyla dışarıda olmam gerekiyordu ama ikinci gün hastalandım. | Open Subtitles | كان يفترض ان اكون بعيدة لااسبوع في مخيم المدرسة ولكنني مرضت في اليوم الثاني |
Onu Cumberland boğazı boyunca izledik neredeyse donarak ölüyorduk ve sonra ciddi anlamda hastalandım. | Open Subtitles | نحن تعقبه من خلال كمبرلاند يمر، وتجميد تقريبا حتى الموت، و ثم مرضت. |
O yıl işten ayrıldım, hayalimdeki işi -yurt dışındaydı- buldum ve işe kabul edildim, sonraki ay bir bebeğim oldu, çok hastalandım ve o hayalimdeki işi alamadım, gidemedim. | TED | في تلك السنة، تمكنت من خسارة وظيفة. وتمكنت من الحصول على وظيفة أحلامي في الخارج وقبلت بها في الشهر الذي يليه أنجبت طفلاً مرضت جداً لم أكن أستطيع تحمل وظيفة أحلامي |
On bir yaşımdayken hastalandım. | TED | لذلك، عندما بلغت الحادية عشرة، مرضت. |
Ben ölüyorum. hastalandım ve ölüyorum. | Open Subtitles | أنا أموت لقد مرضت و جسدي ينهار |
Ben ölüyorum. hastalandım ve ölüyorum. | Open Subtitles | أنا أموت لقد مرضت و جسدي ينهار |
Neyse, bir gün çok hastalandım, çok ateşlendim ve o yanımda kaldı. | Open Subtitles | على أى حال، وفى ذات يوم... مرضت مرضاً شديداً بالحمى القرمزية وبقيت هى بجانبى. |
hastalandım ve ameliyat geçirdim. | Open Subtitles | ذات مرة مرضت جداً،واجريت لي عملية |
Bir sürü şey yapacaktık ama hastalandım. | Open Subtitles | كنا سنفعل أشياء كثيرة وبعد ذلك مرضت |
Bir ay önce hastalandım. | Open Subtitles | ولا واحدة؟ لقد مرضتُ لمدة شهر |
Ben bu şekilde hastalandım. | Open Subtitles | هكذا مرضتُ.. |
Ama sonra hastalandım ve beni asla affetmeyeceğini bile bile içimdeki arzuya teslim oldum. | Open Subtitles | ثم أصبت بالمرض برغم من أنني اعلم انك ابدًا لن تكون قادر على ان تسامحني |
Ertesi sabah... hastalandım. | Open Subtitles | في اليوم التالي ... ... أصبحت مريضا |