Sabah olunca kalktı, arabayı askıya aldı, çamurluğu tamir etti ve sıradaki hastasına doğru yola koyuldu. | TED | صباح اليوم التالي، قام بوضع سيارته على رافع، وأعاد تركيب الصدام، ثم غادر متوجهاً لزيارة مريضه التالي. |
Mumbai'da bir doktorun kadın bir hastasına bu şekilde davranması herkesi şaşkına çevirdi. | Open Subtitles | فى حادث صادم فى مومباى اتهمت مريضه انثى الدكتور بسلوك غير اخلاقى |
Bay Morley, hastasına yanlışlıkla aşırı doz anestetik mi verdi yoksa Bay Amberiotis, anestetiğe alışılmadık bir reaksiyon mu gösterdi? | Open Subtitles | هل قام السيد "مورلي" عن طريق الخطأ بإعطاء مريضه جرعة زائدة من المخدر أم أن السيد "أمبريوتيس" كان يعاني من حساسية؟ |
Ailem bir Alzheimer hastasına bakım uğraşını doğrudan tecrübe edindi. | TED | خاضت عائلتي تجربة كفاح العناية بمريض زهايمر. |
Aslında pek taburcu oldu denemez. Daha çok bir kalp hastasına yakışmayan davranışları yüzünden kovuldu. | Open Subtitles | لقد طرد لسلوكه الذى لا يليق بمريض القلب |
Bu ruh hastasına tam olarak istediği şeyi vereceksiniz. | Open Subtitles | ستعطي هذه الصامولة المجنحة بالضبط الذي يريده |
O yüzden belki yeni hastasına göz kulak olmak istersin. | Open Subtitles | ..... لذك لعلّك تريدين مراقبة مريضه الجديد |
Oynamak isterdim tatlım ama sadece bir hemşire olduğum için, kesinlikle uygun olduğunu bilsem de, hastasına yemek vermek için Dr. Wilder'dan izin almalıyım. | Open Subtitles | تعرف بأنني أود اللعب، عزيزي، ولكن لأنني مجرد ممرضة، يجب أن أحصل على إذن الدكتور "ويلدر" لإعطاء مريضه بعض الطعام بالرغم من أنني أعرف أنه بخير. |
hastasına sevmediği bir fikir verdim. | Open Subtitles | اعطيت مريضه رأيي ولم يعجبه |
Jackson'ın hastasına hiç dokunmadığına dikkat çekebilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني الإشارة فقط إلى أن (جاكسون) لم يلمس مريضه حتى؟ |
Eli'ın yeni hastasına dadanan hayalet ona böyle, iki kalp atışıyla dadanıyormuş. | Open Subtitles | الشبح مرتبط بمريض (إيلاي) الجديد كانت تطارده بضربات قلب مزدوجة كهذه |
Bu ruh hastasına tam olarak istediği şeyi vereceksiniz. | Open Subtitles | ستعطي هذه الصامولة المجنحة بالضبط الذي يريده |