Özsu büyüklüğünde prostatım ve de kötü hatıralarla dolu bir kafam var. | Open Subtitles | ورأس ملئ بالذكريات السيئة انه الوقت لتسوية الامور |
Belki de burası hatıralarla çok dolu diyedir. | Open Subtitles | ربما كان المكان مليئ بالذكريات. |
Yeni bir araba alacağız ve onu yepyeni hatıralarla dolduracağız. | Open Subtitles | سنشتري سيارة جديدة ونملأها بالذكريات |
Kendi topladıkları hatıralarla sana yükleme yapmak istiyorlar. | Open Subtitles | يريدون أن يطبعوك مع ذاكرتهم الجماعية الخاصة |
Kendi topladıkları hatıralarla sana yükleme yapmak istiyorlar. | Open Subtitles | يريدون أن يطبعوك مع ذاكرتهم الجماعية الخاصة |
Onu çok severdim ve beni hatıralarla, pişmanlıklarla ve 3 odalı ve 3 banyolu, panaromik okyanus manzaralı ve denize sıfır Malibu evi için fiyat belirleme derdine sokup aramızdan ayrıldığı için harap olmuş durumdayım. | Open Subtitles | لقد أحببته، ولقد حزنت بشدة لموته ولم يترك لي شيء سوى ذكرياتي و أسفي ومنزله الجميل المطل على شاطىء البحر بـ"ماليبو" الذي يحتوي على ثلاث غرف نوم |
Yok, burası hatıralarla dolu. | Open Subtitles | هذا المكان مليء جداً بالذكريات |
Bu hatıralarla yüklü. | Open Subtitles | إنها مليئة بالذكريات |
Bu salon hatıralarla dolu. | Open Subtitles | هذه القاعة مليئة بالذكريات |
Onu çok severdim ve beni hatıralarla, pişmanlıklarla ve 3 odalı ve 3 banyolu, panaromik okyanus manzaralı ve denize sıfır Malibu evi için fiyat belirleme derdine sokup aramızdan ayrıldığı için harap olmuş durumdayım. | Open Subtitles | لقد أحببته، ولقد حزنت بشدة لموته ولم يترك لي شيء سوى ذكرياتي و أسفي ومنزله الجميل المطل على شاطىء البحر بـ"ماليبو" الذي يحتوي على ثلاث غرف نوم |