Bütün bunlar, kızın neden hiçbir şey hatırlamadığını açıklar. | Open Subtitles | قد يفسر هذا لماذا أن البنت لا تتذكر شيئا |
hatırlamadığını söylemiştin. Şuurunu kaybetmiştin. | Open Subtitles | لقد قلتَ لى أنكَ لا تتذكر ماذا يحدث فى حالات إغمائك |
Bana hatırlamadığını söyledin. Kendini kaybetmiştin. | Open Subtitles | لقد قلتَ لى أنكَ لا تتذكر ماذا يحدث فى حالات إغمائك |
- Hayatını kurtarmaya. Yani kimsenin Haven'ı hatırlamadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | لأنقاذ حياتك اذن انت تقول بانه لا احد يتذكر هايفن |
Bana soyduğu bankaların sayısını hatırlamadığını söyledi. | Open Subtitles | اخبرني بأنه لا يتذكر عدد البنوك التي سرقها |
Komşumuzun kızı ve iki arkadaşının ortadan kaybolduğu yerde uyandığında hiçbir şey hatırlamadığını mı söyleyeceksin? | Open Subtitles | هل ستقول بأنك لم تتذكّر أيّ شيء قبل أن تستيقظ بنفس المكان الذي إختفت فيه إبنةُ جارك وصديقاتها الإثنتين؟ |
Ve çalışanlara, Bayan Paddock ile ilgili sorular sorduğumda hiç kimse ona iş teklifi götürüldüğünü hatırlamadığını söyledi. | Open Subtitles | وعندما إستجوبت الموظّفين حول السّيدة بادوك، لا أحد يمكن أن يتذكّر إستئجارها حتى. |
Adama kelepçe takmadığımıza göre kadının ya bilinçsiz yattığını ya da sarsıntıdan hatırlamadığını sanıyordur. | Open Subtitles | عندما علم على قيد الحياة ، كمن ضرب على رأسه من المحتمل أنه يعلم أنها في غيبوبة ولا يمكن أن تتذكر شـيئا |
Onun gözlerine bak ve ne yaptığını hatırlamadığını söyle! | Open Subtitles | لا تكذب, نظرت إليها في عينيها و تخبرني أنك لا تتذكر ما فعلت |
Şimdi gözümün içine bak ve bana aşağıda olanlar hakkında hiçbir şey hatırlamadığını söyle. | Open Subtitles | لا بأس أنظر إليّ في عيني و أخبرني أنك لا تتذكر شيئاً عن وقتك في الجحيم |
Hiçbir şey hatırlamadığını söyledin ve sonra aniden hatırlatıp cinayetleri işleyenin bir kızdan başkasını olmadığını söylüyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تتذكر شيئاً وفجأة تذكرت أنه كان لا أحد غير الفتاة |
Sen hatırlamadığını söylüyorsun ama herkes seni hatırlıyor. | Open Subtitles | على كل حال قلت أنك لا تتذكر لكن الجميع يتذكرونك |
Sadece hatırlayıp hatırlamadığını öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | ما الذي تريدينه؟ فقط اردت ان اعرف ان كنت تتذكر ذلك |
Beni ve geçen yıl olanları hatırlamadığını iddia ediyor. | Open Subtitles | يقول بأنه لا يتذكرني، ولا يتذكر أي شيء بخصوص أحداث السنة الماضية |
Kahvaltıdan hapishanede uyandığı ana kadar bir şey hatırlamadığını iddia etti. | Open Subtitles | عندما تمت محاكمته ادعى انه لا يتذكر اى شىء منذ ان تناول فطوره حتى وقت اسيقاظه فى السجن مع كدمه خلف اذنه |
Gerçekten birinin transa geçip bu şekilde cinayet işlediğini ve hatırlamadığını mı düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | هل تعتقدين حقاً انه يمكن لشخص دخل في غيبوبة أن يرتكب جريمة قتل كهذه و ألا يتذكر ذلك؟ |
Dr. Emil bütün testleri yaptı ve sağlıklı ayrıca hiçbir şey hatırlamadığını söyledi. | Open Subtitles | وهي بصحة وعافية ولا تتذكّر شيئاً. |
Garip olan şu ki hatırlamadığını söylüyor. | Open Subtitles | الرجل يقول أنّه لا يتذكّر. أكان لدى زوجي أيّ أعداء؟ |
En çok senin beni hatırlamadığını hatırlıyorum. | Open Subtitles | حسناً, أكثر شيئ أتذكره أنّكِ لم تتذكريني |
Neyi? Onu sevdiğini ama hiç birşey hatırlamadığını mı? | Open Subtitles | ماذا ستقول, أنها أحبتك و أنك لا تذكر شيئاً؟ |
Sen de, roket atarlı çocuğu gördüğünüz meyve bahçesinde bulunduğunu hatırlamadığını söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتني قبلا أنك لا تستطيع تذكّر وجودك في بستان الفاكهة حيث كان الطفل الذي يحمل الآر بي جيه |
Hiçbir şey hatırlamadığını, bir süre kızın yanında olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | ,قائلا انه لا يستطيع تذكر الأشياء ,قائلا انه لا يسترجع من الوقائع قال انه كان مع فتاة لفترة من الوقت |
Hiçbir şey hatırlamadığını söylüyor. Uyuyakalmış. Kendinden geçmiş. | Open Subtitles | بقول انه لا يمكنه تذكر شئ نام, وفقد وعيه |
hatırlamadığını söylediğinde bir şey söylemek istemedim. | Open Subtitles | لم أرغب بقول شئ عندما قلت إنك لاتتذكر |
- Oh, haydi ama. Kaldırılmanın nasıl olduğunu hatırlamadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | هيا أتقولين أنك لاتتذكرين كيف يغازل الشباب |
Bu konuyu sorduğumuzda, olayın tamamını hatırlamadığını söyledi. | Open Subtitles | عندما سألناه عن الامر قال أنه نسى الموضوع برمته -نعم |