Ne zaman hayatının hatalarla dolu olduğunu söylesen benim varlığımın da bir hatadan ibaret olduğunu anlıyorum sadece. | Open Subtitles | ، في كل مرة عندما تتحدثين عن حياتكِ بإنها غلطة كل الذي أسمعه بأن وجودي بأكمله مجرد غلطة |
Salakça bir hatadan kurtulmak için çok şanslı olmak lazım. | Open Subtitles | الهروب بسبب غلطة بلهاء يمكن أن يكون نعمة مزدوجة. |
Her şey bir hatadan ibaretti, yaşıyorum. | Open Subtitles | نعم، لقد كانت غلطة كبيرة، ولكنني على قيد الحياة |
Eski eşimi büyük bir hatadan döndürmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أخاول ردع زوجتي السابقة من فعل غلطة كبيرة. |
Bütün bunlar büyük bir hatadan ibaret. | Open Subtitles | هذا الأمر كله عبارة عن غلطة كبيرة. |
Sanırım bu bir asistanın yaptığı hatadan .daha fazlası. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا أكثر من غلطة مساعد |
Salakça yapılan bir hatadan başka bir şey değildi. | Open Subtitles | لم يكن أكثر من مجرّد غلطة غبيّة. |
Kont Olaf'la yaşamak, bir hatadan çok daha fazlasıydı. | Open Subtitles | كان العيش مع الكونت "أولاف" أكثر من غلطة. |
Bir hatadan dolayı mı? | Open Subtitles | لمجرد غلطة واحدة ؟ |
Ama ondan hiçbir şey istemedim, ne bir kuruş ne de bir iyilik... ve Rebecca hayatını babasının bir hatadan başka bir şey olmadığını düşünerek yaşamak zorunda kaldı. | Open Subtitles | , لكنني لم أطلب منه شيئاً . . لا مال أو معروف و (ريبيكا) عاشت طوال حياتها تظن أن والدها لا شئ , مجرد غلطة |
Önce Pete'i yapacağı büyük hatadan kurtarmam lazım. | Open Subtitles | أولا، يجب أن أوقف بيت) من إقتراف غلطة كبيرة) |
Yahut da her şey bir hatadan ibaret. | Open Subtitles | أو أن هذا الأمر برمته غلطة |
♪ Bir hatadan başka ne | Open Subtitles | * كل شيء مجرد غلطة * |
Rebecca'yla yaşananlar bir hatadan ibaretti. | Open Subtitles | (ما حدث لـ (ريبيكا كان غلطة |